Blog & Haberler

İzale-i Şuyu davası paylı mülkiyete ya da elbirliği mülkiyetine dayalı taşınmazlar üzerinden ortaklığın giderilmesi için açılan bir davadır. Ortaklığın giderilmesi için kanunumuzda; taşınmazın aynen bölünmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde iki yol ön görülmüştür.

Kanun Metninde:

“Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hâkim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi hâlinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir. “ denmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere esas olan taşınmazın aynen taksim yolu ile paylaşılmasıdır.

Türk Medeni Kanununun 699uncu maddesinin devamında: ” Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır.” Denmek suretiyle ancak aynen taksim olanağı bulunamazsa satış yolu ile ortaklığın giderilebileceğine vurgu yapılmıştır. Dava taraflarından birinin aynen taksim istemesi ve olanaklı olması halinde, taşınmaz aynen taksim sureti ile paylaştırılmalıdır.

Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 10.7.2008 tarihli 2008/3351 E. 2008/8383 K. sayılı kararında da: “[…]Dava dilekçesinde, ortaklığın giderilmesi istenilmiştir. Yargıtay uygulamalarında ortaklığın giderilmesi davalarında dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Medeni Yasa’nın 699/2 maddesi hükmü gereği istek olduğu takdirde asıl olan taşınmazın aynen taksimi suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermektir. Davada paydaşlardan bir bölümünün ana yapıdaki ortaklığın kat mülkiyeti kurularak paylaşmanın yapılmasını istediğine göre Kat Mülkiyeti Yasasının 10/son maddesi gereğince hakim taşınmaz malın mülkiyetinin aynı Yasanın 12. maddesinde yazılı belgelere dayanarak kat mülkiyetine çevrilmesine ve payları denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı özgülenmesine karar verir.” denmektedir.

Görüleceği üzere talep olması halinde öncelikli ortaklığın giderilmesi biçimi malın aynen bölüşülmesidir, ancak bunun mümkün olmaması durumda satış yoluna gidilebilecektir.

 

Benzer yazılar :

UYGULAMADA BOŞANMA DAVALARI : BOŞANMA DAVALARINDA İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLEBİLİR Mİ ?

UYGULAMADA BOŞANMA DAVALARI BOŞANMA DAVALARINDA İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLEBİLİR Mİ ? Yeni HMK’ya göre ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.(HMK...

İş Kazasında İşverenle Birlikte İşveren Vekiline de Dava Açabilir mi?

Günümüzde bir hayli artan iş kazaları sonucunda işçiye ödenmesi gereken tazminatlardan, işveren ile birlikte işveren vekilinin sorumlu olup olmayacağı hususu...

Sağ Kalan Eşin Miras Hakkını Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi Ve Katılma Alacağı Etkiler

Edinilmiş mallara katılma rejiminin nasıl sona ereceği Türk Medeni Kanunu (TMK) 225. Maddesinde düzenlenmiştir.  TMK 225/1’e göre: “ Mal rejimi,...

Trafik Kazalarında Manevi Tazminat Talebi – Emsal Yargıtay Kararları

HAFİF YARALANMALI TRAFİK KAZALARINDA DA MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDİLEBİLİR Mİ?   Yargıtay 4. HD. 8.7.2004, 8160/9209 Sayılı kararında bu husus ele alınmış...