Ankara Çekişmeli Boşanma Avukatı

Evlilik Türk Medeni Kanunun da belirtilen şartları sağlayan iki bireyin evlilik sözleşmesini onaylaması ile karşılıklı olarak hak ve yükümlülükler elde ettiği bir beraberliktir. Evlilik tarafların birbirleri ile olan veya mevcut ise çocukları ile olan ilişkilerinin kanun, örf adet, gelenek ve inançlar kapsamında onaylanmış bir kurumdur. İnsan ilişkilerinin söz konusu olduğu her durumda olduğu gibi evlilik müessesinde de hukuk varlığını korur.

Geçerli bir evlilikten söz edebilmek için kanunun belirttiği şartlara uyarak bir birleşme gerçekleştirilmelidir. Her ortaklık veya birliktelikte olabileceği gibi evlilikte de beraberliği bitirme ihtiyacı söz konusu olabilir. Evliliğin meydana gelişi gibi evliliği sona erdiren boşanma da hukuka ve kanuna uygun yapıldığı sürece geçerlidir.

Boşanma tarafların bir ortak noktaya varması ile söz konusu olabilecekken, tarafların boşanma süreci konusunda anlaşamaması durumunda da olabilir. Tarafların anlaşmış olması ihtimalinde anlaşmalı boşanma, anlaşamadıkları ihtimalinde ise çekişmeli boşanmadan söz edilir.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA NEDİR?

Çekişmeli boşanma davası, eşlerin boşanma konusunda ve boşanmanın getirisi olan nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi konularda fikir ayrılığı yaşaması durumunda başvurulan boşanma yoludur. TMK 166. madde kapsamında evlilik birliğinin sürdürülemeyecek şekilde sarsılması durumunda eşlerden birinin talebi ile boşanma davası açılabilmektedir.

TMK 166\3 kapsamında ise evliliğin bir yıl sürmüş olması halinde eşlerden birinin başvurusu veya diğer eşin davayı kabul etmesi ile evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılmaktadır. Düzenlenen bu madde kapsamında üçüncü fıkra dışında kalan bir nedenle açılan boşanma davası çekişmeli bir boşanma davasıdır. Kısaca bir boşanma davası anlaşmalı değil ise çekişmelidir denilebilir.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA AVUKATI GÖREVLERİ NELERDİR?

Boşanma avukatları, boşanma sürecinde tarafları mahkemede temsil eder ve gerekli işlemleri yürüterek hukuki süreçte önemli bir rol oynarlar. Bu süreç içerisinde avukat; öncelikle kendisine başvuran eş için gerekli bilgilendirmede bulunur. Davayı, davanın ilerleyişini ve dava sonucunda neler olabileceği hakkında bilgi verir. Bilgilendirme aşamasından sonra boşanma dilekçesini ve boşanma ile ilgili diğer evrakları hazırlar ve mahkemeye sunar.

Mahkemenin yargılama sürecinde ise avukat müvekkilini temsil ile yükümlüdür. Avukat müvekkilinin kişisel ve ekonomik haklarını korumalı ve dava süreci boyunca yargılamayı takip ederek müvekkiline gerekli bilgilendirmeyi yapmalıdır.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI İÇİN AVUKAT SEÇERKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER NELERDİR?

Çekişmeli boşanma davalarında avukatın rolü, kendisinden hukuki yardım isteyen eşin lehine bir boşanma gerçekleştirme ve haklarını korumaktır. Çekişmeli boşanma davasında taraflar evlilik ilişkisini sona erdirme nedenlerini ve bu nedenlerin delillerini sunmak zorundadır. Bu aşamada avukatın hukuki işlemleri yapması, müvekkilin haklarını koruması ve evlilik birliğinin sonlanması için gerekli işlemleri yapması gerekir. Bu nedenle çekişmeli boşanma avukatının tecrübeli, araştırmacı, başarılı ve girişimci olması gerekmektedir.

cekismeli bosanma avukati

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA AVUKATI ÜCRETLERİ

Çekişmeli bir boşanma davasında avukatın alacağı ücrete avukat ve müvekkil ortak bir şekilde karar verir. Ancak 2024 yılında belirlenen Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre ücret aile hukuku kapsamında olan davalar için ücret 17.900 TL’ den az olamaz.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA SÜRECİNDE AVUKATIN ROLÜ NEDİR?

Çekişmeli boşanma avukatı, dava sürecinde mahkemede müvekkilini temsil eder, müvekkilinin ekonomik-sosyal haklarını korur ve gerekli delilleri toplayarak mahkemeye sunar. Çekişmeli boşanma davasında avukat ile birlikte hukuki süreci takip etme zorunluluğu yoktur.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA NEDENLERİ NELERDİR?

Türk Medeni Kanun’una göre çekişmeli boşanma nedenleri genel nedenler ve özel nedenler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Genel boşanma nedenleri evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan maddi problemler, anlaşamama, şiddet veya hakaret gibi fiillerin varlığı halinde söz konusu olmaktadır. Özel boşanma nedenleri ise TMK da belirtilen; zina, hayata kast, pek kötü onur kırcı davranış, suç işleme, haysiyetsiz bir yaşam sürme, terk ve akıl hastalığıdır.

GENEL BOŞANMA NEDENLERİ

  • EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELDEN SARSILMASI

Türk Medeni Kanunu 166. Madde ile eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri mümkün olmayacak şekilde evliliğin sarsılması durumunda eşlerden her birinin boşanma davası açabileceği düzenlenmiştir. Kanunda düzenlenen bu nedenden söz edebilmek için evlilik birliğinin ortak bir yaşam süremeyecek derecede ciddi biçimde hasar görmüş olması gerekmektedir.

  • ORTAK HAYATIN YENİDEN KURULAMAMASI

Türk Medeni Kanunun 166. Madde 4. Fıkraya göre, boşanma davasının reddedilmesi ve bu kararın kesinleşmesi tarihinden başlamak üzere 3 yıl geçmesi halinde sebep fark etmeksizin ortak hayat yeniden kurulamaz ise evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin talebi üzerinde boşanmaya karar verilir.

  • ANLAŞMALI BOŞANMA

Eşlerin boşanma konusunda ve boşanmanın beraberinde getirdiği talepler konusunda anlaşması halinde anlaşmalı boşanma davası gündeme gelir. Eşler uygun bir protokol hazırlamaları halinde, çekişmeli boşanmaya göre daha kısa bir süre içerisinde evliliği sona erdirebilirler

ÖZEL BOŞANMA NEDENLERİ

  • ZİNA

TMK 161. maddesinde düzenlenen zina yani aldatma fiili özel bir boşanma sebebidir. Nedeni zina olan bir boşanma davasından söz edebilmek için, eşlerden birinin başka bir kişi ile isteyerek bir cinsel birliktelik yaşaması gerekmektedir. Eşler hakkında ayrı bir konutta bulunma konusunda anlaşma olsa veya eşlerin farklı konutlarda bulunmasını gerektiren nedenler söz konusu olsa dahi eşler bir başkası ile cinsel ilişki yaşadıklarında, cinsel sadakat yükümlülüğünü ihlal etmiş olurlar. Tek bir cinsel ilişki zina sebebiyle boşanma davası açmak için yeterlidir.

Zina edildiğine dair ikna edici delil olması gerekir. İlaveten zina sebebiyle dava açmak için belirli bir süre sınırı vardır. Aldatılan eşin zinayı öğrenmesi tarihinden itibaren 6 ay, zinanın gerçekleştiği tarihten itibaren ise 5 yıl içinde boşanma davası açılmalıdır. Aldatılan eşin, zinayı gerçekleştiren eşini affetmesi durumunda zina sebebi ile boşanma davası açılması mümkün değildir.

  • HAYATA KAST, PEK KÖTÜ VEYA ONUR KIRICI DAVRANIŞ

Hayata kast bir kişinin bir başkasını öldürmeye çalışmasıdır. Eşlerden birinin bu nitelikte davranışı söz konusu olduğunda hayata kast sebebiyle boşanma davası açılabilir.

Eşin diğer eşi öldürmeye çalışması ancak başarılı olamaması, eşin kendisini öldürmesi için teşvik etmesi, eş ölüm tehlikesi içerisindeyken yardım etmemesi ve seyirci olarak kalması hayat kast edildiği anlamına gelir. Ölüm tehdidinde bulunmak hayata kast kapsamında değerlendirilmez.

Pek kötü veya onur kırıcı davranış eşlerden birinin diğerine karşı fiziksel veya psikolojik olarak zarar vermesidir. Eşe karşı hakaret (argo), şiddet ve tehdit gibi fiiller mevcut olduğunda eşe karşı pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle dava açılabilir. Onur kırıcı davranış yazılı veya sözlü olabilir. Onur kırıcı davranış ciddi sayılacak bir fiil olabilir. Bir olayda fiilin onur kırıcı olup olmadığına, tarafların kişilik özellikleri, kültürleri, sosyal durumları, yaşam tarzları gibi unsurlara bakılarak karar verilebilir.

Taraflar argo konuşmaları alışkanlık haline getirdiyse ve bu onların evliliği açısından olağan bir durum ise onur kırıcı davranış sayılmaz.

  • SUÇ İŞLEME HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME

Türk Medeni Kanunu madde 163’e göre, eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işlemiş ise veya haysiyetsiz bir hayat sürdürmekte ise ve bu nedenle diğer eş onunla birlikte bir yaşam sürdüremeyecek ise her zaman boşanma davası açabilir.

Suçun evlilik gerçekleştikten sonra işlenmiş olması gerekir. Aksi durumda eşin bur durumu bildiği kabullendiği ve evlendiği varsayılır.

Haysiyetsiz hayat sürme sebebinin boşanmaya konu edilebilmesi için, haysiyetsiz yaşam  süren kişinin kusurlu olması ve bu hayatı sürekli olarak devam ettirmesi gerekmektedir. Benimsediği bu yaşam tarzından dolayı evliliğin sürdürülemediği durumda boşanma davası açma hakkı doğar. Haysiyetsiz yaşam sürme evlendikten sonra söz konusu olmalıdır. Aksi durumda kişinin bunu bildiği kabul ettiği ve bu şekilde evlendiği anlaşılır.

  • TERK

Türk Medeni Kanunu madde 164’e göre; eşlerden biri evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı sebep olmaksızın ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az 6 ay sürmüş ve bu durum devam ediyor ve hakim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise terk edilen eşin boşanma davası açma hakkı vardır.

  • AKIL HASTALIĞI

Türk Medeni Kanunu madde 165’ e göre, eşlerden birinin akıl hastası olması sebebiyle evlilik birliğinin devamı diğer eş için çekilmez hale gelirse ve hastalığın geçici olmadığı resmi sağlık kurulu tarafından raporlandığı takdirde bu eş boşanma davası açma hakkına sahiptir.

ANLAŞMALI BOŞANMA İLE ÇEKİŞMELİ BOŞANMA FARKLARI NELERDİR?

Anlaşmalı boşanma, eşlerin evlilik ilişkisini sonlandırma konusunda görüş birliği sağladıkları boşanma çeşididir. Boşanma konusunda anlaşmış çiftlerin, evlilik birliğinin sona ermesinin getirmiş olduğu nafaka tazminat velayet gibi boşanmaya bağlı olan hususlarda da uzlaşmış olması gerekmektedir.

Anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için;

  • Evlilik en az 1 yıl sürmüş olmalıdır
  • Eşler boşanmak için birlikte başvuruda bulunmalıdır veya birinin açtığı davayı diğeri kabul etmelidir
  • Boşanma konusunda ve boşanmaya bağlı olan diğer hususlarda anlaşmış olmalıdırlar.
  • Anlaşmalı boşanma çekişmeli boşanmanın yanı sıra daha kısa süren bir davadır. Çoğunlukla tek celsede ve aynı gün sona erer.
  • Anlaşmalı boşanmada taraflar görüş birliği içerisindedir. Ancak çekişmeli boşanma davasında bir veya birden fazla konuda taraflar anlaşma sağlayamamaktadır.
  • Anlaşmalı boşanma davasında boşanma delilleri sorgulanmaz. Ancak çekişmeli boşanma davasında tarafların boşanma taleplerini dayandırdıkları nedenler ve bu nedenleri ispatlamaya yarayan araçlar önem arz etmektedir.
  • Hem anlaşmalı boşanma davalarında hem de çekişmeli boşanma davalarında aile mahkemeleri görevlidir. Aile mahkemesinin olmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemeleri bu görevi yerine getirmektedir.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI SÜRECİ VE AŞAMALARI

Boşanma süreci yetkili aile mahkemesine boşanma dilekçesinin verilmesi ile başlar. Dava dilekçesi boşanma isteğini, nedenlerini ve boşanmaya bağlı tazminat, nafaka gibi diğer talepleri içerir. Taraflar ikişer adet yazılı dilekçe sunarlar. Mahkeme tarafından yargılamaya başlanır. Duruşmalara tarafların katılımı zorunlu değildir, sadece avukatların katılması da yeterli olur.

Duruşmada deliller incelenir ve itirazlar dinlenir. Yargılama sonucunda ise mahkeme boşanma kararına veya aksine karar verir. Gerekçeli kararın bildirilmesinden sonra itirazı olan taraf istinafa, istinaftan istediği sonucu elde edemediği takdirde temyize başvurabilir. Kanun yollarına başvuru için gerekli sürenin geçmesi, başvurulmaması ve bu konuda karar verilmesi üzerine kararın kesinleşmesi ile boşanma gerçekleşir ve dava sona erer.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVALARI NE KADAR SÜRER?

Çekişmeli boşanma davaları anlaşmalı boşanma davalarına göre daha karmaşık ve uzundur. Eşler diğer eşin taleplerine veya iddialarına karşı itirazlarını ve cevaplarını bildirirler. Tarafların taleplerinin dikkate alınması, incelenmesi, bu talepler için sunulan delillerin incelenmesi sürecinin uzunluğu sebebiyle çekişmeli boşanma davaları genel olarak 2-3 yıl sürmektedir. Davanın içeriği, somut olay veya mahkemenin iş yükü sebebiyle bu süre değişebilmektedir.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI NASIL BAŞLATILIR?

Çekişmeli boşanma davası, boşanma sebebini belirttiği dilekçeyi yetkili aile mahkemesine verilmesi ile açılır. Dava dilekçesinin yetkili mahkemeye teslim edilmesi ve yargılamaya başlanması için gerekli giderlerin ödenmesi ile dava açılır.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA AVUKATI NEDİR?

Çekişmeli boşanma avukatı, hukuki süreçte boşanma talebinde bulunan kişiye yardımcı olan avukattır. Dava sürecinde avukat gerekli delilleri toplar, mahkemeye sunar ve mahkeme sunulan deliller doğrultusunda bir yargılama yaparak davayı sonuçlandırır. Boşanma istemi, nedenleri ve boşanmaya bağlı diğer konularda (velayet, nafaka, mal paylaşımı) taraflar anlaşamadığından avukatın büyük bir titizlikle araştırma yapması, dilekçe hazırlaması ve müvekkilin taleplerini mahkemeye iletmesi önem taşımaktadır. Yapılacak olan herhangi bir yanlış veya eksik işlem müvekkil tarafından büyük zararlara yol açabilir. Bu sebeple çekişmeli boşanma davasında tecrübeli bir avukattan yararlanmakta büyük fayda vardır.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASINDA HANGİ BELGELER VE KANITLAR GEREKLİDİR?

Çekişmeli boşanma sürecinde hazırlanması gereken bazı belgeler vardır. Bunlar;

  • Boşanma talebinin ve sebebinin yer aldığı dilekçe
  • Nüfus cüzdanının kopyası
  • Evlenme kaydının örneği
  • Mal paylaşımı için gerekli belgeler

Çekişmeli boşanma davasında, boşanma talebinde bulunan taraf boşanma nedenini ispat etmek zorundadır. Çekişmeli boşanma davalarında hukuka uygun olma şartı ile somut olaya göre her türlü delil mahkemeye sunulabilir. Örneğin; tanık, bilirkişi, fotoğraf, video…

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASINDA MAHKEMEDE NELER OLUR VE HANGİ AŞAMALARDAN GEÇİLİR?

Hukuk davalarının birçoğunda olduğu gibi çekişmeli boşanma davasında da yazılı yargılama usulü esastır. Bu usule göre de öncelikle boşanma dilekçesinin yetkili mahkemeye tebliğ edilmesi gerekmektedir. Boşanma davalarında yetkili mahkeme eşlerin son 6 ay içinde birlikte ikamet ettikleri yerde bulunan aile mahkemesidir veya taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir.

Dilekçenin mahkemeye teslim edilmesinin ardından ön inceleme duruşması yapılır. Ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konusu ve bu konuda tarafların talepleri incelenir. Tarafların dilekçelerinde belirtmiş oldukları delillerin toplanması için ara karar verilir. Son olarak bir sonraki duruşmada tahkikat aşamasına geçileceği bildirilir. Tahkikat aşamasında tarafların dilekçelerinde sunmuş oldukları kanıtlar mahkemede incelenir. Sözlü yargılama aşamasında ise tüm deliller değerlendirildikten sonra taraflara son sözleri sorulur ve dava neticelendirilir.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA NEDENLERİ VE HUKUKİ DAYANAKLARI NELERDİR?

Çekişmeli boşanma davasının hukuki dayanağı TÜRK MEDENİ KANUNUDUR. Boşanma kurumu Türk Medeni Kanun da ikinci bölüm de düzenlenmiştir. Çekişmeli boşanma davasına konu olabilecek özel boşanma sebepleri zina (TMK161), hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK 162), suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme( TMK 163), terk (TMK 164) akıl hastalığı (TMK 165) maddelerinde düzenlenmiştir. Genel boşanma nedeni olan evlilik birliğinin temelden sarsılması (TMK 166) düzenlenmiştir.

Çekişmeli boşanma davasının nedeni ise tarafların boşanma hususunda veya boşanmaya bağlı doğacak haklar ve sorumluluklar konusunda anlaşamamalarıdır. Tarafların görüş ayrılığı sebebiyle, eşlerin her biri kendi iddialarını, kanıtlarını ve taleplerini mahkemeye bildirerek boşanmanın gerçekleşmesini beklemektedirler.

HANGİ DURUMLAR ÇEKİŞMELİ BOŞANMA İÇİN GEÇERLİ NEDEN SAYILIR?

Evlilik birliğinde, zina hayata kast, psikolojik veya fiziksel şiddet, haysiyetsiz yaşam, akıl hastalığı, şiddetli geçimsizlik, ortak hayatı sürdürememe gibi nedenler meydana gelmesi çekişmeli boşanma davasının açılması için geçerli nedenlerdir.

ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK, ALDATMA VE DİĞER HUKUKİ NEDENLER NELERDİR?

Türk Medeni Kanunu madde 166 kapsamında, evliliğin sürdürülmesi eşlerden beklenemeyecek durumda ise evlilik birliği temelinden sarsılmıştır ve her eş boşanma davası açabilir. Yaygın bilinen adı ile şiddetli geçimsizlik olan evlilik birliğinin temelden sarsılması çekişmeli boşanma davası açılması için geçerli bir nedendir.

Türk Medeni Kanunu madde 161 kapsamında, eşlerden birinin başka bir kişi ile cinsel bir birliktelik yaşamış olması durumunda aldatılan eş zina sebebiyle çekişmeli boşanma davası açabilir. Aldatma halinde, aldatılan eş boşanma dilekçesinde zinayı ve zinayı kanıtlayan bilgi ve belgeleri belirterek mahkemeye başvurabilir.

Türk Medeni Kanunu madde 162 kapsamında, eşlerden birinin diğerinin hayatına kast etmesi yani öldürmeye çalışması, onur kırıcı ve kötü davranması hallerinde eş çekişmeli boşanma davası açabilir. Onur kırıcı ve kötü davranış sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için ciddi ve kasti bir fiilin varlığı gereklidir.

Türk Medeni Kanunu madde 163 kapsamında, eşlerden biri bir suç işlemiş ise veyahut haysiyetsiz bir yaşam sürmekte ise diğer eş boşanma davası açma hakkına sahiptir. Eşin haysiyetsiz bir yaşam sürmesinden söz edebilmek için; topluma, örf adete, ahlaka ve hukuk kurallarına aykırı bir hayatın söz konusu olması gerekmektedir.

Tük Medeni Kanunu madde 164 kapsamında, eşlerden birinin haklı bir sebep olmaksızın beraber yaşanılan konuta gelmemesi veyahut evlilikten doğan sorumluluklarını yerine getirmeme amacıyla eşini terk etmiş ise, ayrılık en az 6 ay sürmüş ve devam etmekte, noter veya mahkemenin ihtarı da dikkate alınmamış ise eşin çekişmeli boşanma davası açma hakkı vardır.

Terk sebebi ile dava açabilmek için, evi terk eden ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen eşin haklı bir gerekçesi olmamalıdır.

Türk Medeni Kanun madde 165 kapsamında, eşlerden birinin ciddi bir akıl hastalığına sahip olması ve bu hastalığın geçici olmadığının bir sağlık kuruluşu tarafından onaylanmış olması halinde diğer eş boşanma davası açabilir.

BOŞANMA KARARI KESİNLEŞTİKTEN SONRA NÜFUSA İŞLENME SÜRECİ

Mahkeme tarafından boşanma kararı verildikten sonra gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmesi tarihinden itibaren 2 haftalık karar için istinaf süresi başlar. 2 haftalık süre geçtikten sonra karar istinaf edilmemiş ise karar kesinleşir. Kararın kesinleşmesi ile yetkili yazı işleri müdürü mahkeme kararını nüfus müdürlüğüne gönderir. Tarafların herhangi bir ücret ödemesi veya bir işlemde bulunması gerekmeksizin kayıt nüfus cüzdanına işlenir.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASINDA HAKİM EŞLERE DURUŞMADA NELER SORABİLİR?

Çekişmeli boşanma davasında tarafların anlaşamadığı bir süreç söz konusu olduğundan hakim tarafların taleplerini inceleyerek somut olaya uygun bir karar vermektedir. Her ne kadar boşanma kanunda düzenlenmiş olsa da güncel olayda yaşanan her durum kanunda tam karşılığını bulamayabilir. Bu sebepledir ki hakim duruşmada delilleri inceler ve takdir ederken bazı hususlarda taraflara soru sorabilir.

Özellikle belirsiz olan hususlarda taraflardan açıklama talep edebileceği gibi gerekirse taraflardan bu hususlarda delil de isteyebilir. Çekişmeli boşanma davalarında, hakim eşlerden hangisinin mağduriyetinin fazla olduğu hususuna dikkat eder. Bu nedenle, tarafların iddia ve mahkemeye sundukları kanıtlarını detaylandırmak ve daha iyi anlamak için soru soracaktır.

İlk duruşmada hakim tarafların kimlik bilgilerini ve ikamet ettikleri adresi sorar. Hakim Kimlik tespitinin yapılmasından sonra tarafların anlaşma ihtimalinin olup olmadığını sorar. Anlaşma söz konusu olmadığı durumda dava çekişmeli olarak devam eder. Hakim davacı ve davalı eşin dilekçede belirtmiş olduğu hususları onaylamasını ister. Taraflar maddi manevi tazminat, nafaka, velayet gibi taleplerini hakime bildirir. Hakim bu talepleri de dikkate alarak hukuka ve somut olaya uygun bir şekilde karar verir.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASINDA DÜŞME

Çekişmeli boşanma davalarında;

  • davacı davasından vazgeçmiş ise yani feragat etmiş ise dava düşer.
  • taraflar dava sürecinde anlaşmış ise çekişmeli boşanma anlaşmalı boşanma şeklinde devam eder.
  • boşanma talebinde bulunan kişi boşanma neden olarak dilekçesinde belirttiği unsurları ispatlayamaz ise dava reddedilir.

TEMYİZ SÜRECİ

Çekişmeli boşanma davalarında mahkemenin verdiği kararlara karşı kanun yoluna başvurmak mümkündür. Mahkemenin kararını taraflara bildirmesini takiben gerekçeli karar yayınlanır. Gerekçeli kararın yayınlanması ile tarafların istinafa ve temyize gitme hakkı doğar. Bu kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde istinafa başvurma hakkı vardır. İlk derece mahkemesinin kararı öncelikle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından denetlenir. Bu denetleme sonucunda karar kesinleşebileceği gibi temyiz aşamasına da geçilebilir. Temyiz aşamasında dosya incelemeyi Yargıtay yapar.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMADA NAFAKA VE MAL PAYLAŞIMI

Çekişmeli boşanma davasında talep edilebilecek 3 tür nafaka vardır.

  • TEDBİR NAFAKASI

Dava sürecinde eşlerden birinin ekonomik bir zorluk yaşamaması için başvurulan nafaka çeşididir. Aynı zamanda müşterek bir çocuğun varlığı durumunda da tedbir nafakası söz konusu olacaktır. Mahkeme tarafından boşanma kararı verilip bu karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası ödenmeye devam edilir.

  • YOKSULLUK NAFAKASI

Dava sürecinden sonra yani boşanma kararının verilmesinden sonra ekonomik zorluk yaşayacak olan taraf kusurunun az olması şartı ile talep edebileceği nafaka türüdür.

  • İŞTİRAK NAFAKASI

Müşterek bir çocuğun varlığı halinde her ne kadar velayet hakkı sahibi olunmasa da çocuğun bakım, eğitim gibi masraflarının karşılanması için talep edilebilen nafaka tipidir.

Mal paylaşımı, boşanma sonucunda taşınır veya taşınmaz bütün ortak eşyaların paylaşımını kapsamaktadır. Sözleşme özgürlüğü kapsamında taraflar bu paylaşımı kendi aralarında evlilik sözleşmesi ile belirleyebilir. Eğer taraflar arasında bir sözleşme söz konusu değilse 01.01.2002 tarihinden itibaren edinilen mallarda edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olacaktır.

Edinilmiş mallara katılma rejiminde kişisel mallar ve edinilmiş malların ayrımını yapmak önemlidir. Çünkü kişisel mallar, malların tasfiye edildiği sürece dahil edilmezler. Malın kime ait olduğu belli ise boşanma sonucunda da malın sahibi değişmeyecektir. Edinilmiş mallar söz konusu olduğunda ise

MAHKEME ÇOCUK VELAYETİ KONUSUNDA HANGİ KRİTERLERE BAKAR?

Boşanma sürecinde tarafların yanı sıra çocuklarda etkilenmektedir. Özellikle çekişmeli boşanma davasında anne ve babanın arasında bir gerilim olması çocukları negatif yönden etkilenir. Ek olarak tüm bu sürecin sonunda çocuğun kiminle birlikte bir yaşam sürdüreceği meselesi de söz konusu olmaktadır. Çocuğun velayetine karar vermek hakimin takdirindedir.

Ancak hakim karar verirken çocuğun faydasına olacak şekilde hareket etmelidir. TMK madde 182 kapsamında, hakim velayete karar verirken anne babanın düşüncesini aldıktan sonra çocuğun anne ve baba ile olan ilişkisine karar verir. Mahkeme bu kararında;

  • çocuğun menfaatini,
  • yaşını,
  • cinsiyetini,
  • anne ve babanın kişisel ve ekonomik durumlarını
  • anne babanın velayet konusundaki taleplerini göz önünde bulundurur.

Çoğunlukla çocuğun yaşı ve anne sevgisine muhtaç olması sebebiyle velayetin anneye veriliyor olması yaygın bir durum olsa da somut olaya göre babanın da velayet hakkına sahip olması mümkündür. Özellikle annenin yaşam tarzının bir çocuk yetiştirmeye uygun olmaması, ekonomik durumunun çocuğun masraf ve ihtiyaçlarını karşılayacak yeterlilikte olmaması halinde velayet babaya verilebilir.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMADA MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİ NASIL YAPILIR?

Evlilik ilişkisinin sona ermesi durumunda, eşlerden birinin evlilik ilişkisi veya diğer eşim kusuru sebebiyle maddi veya manevi zarar görmesi durumunda tazminat talep etme hakkı vardır. Tazminat hakkından söz edebilmemiz için eşlerden birinin diğer eşe nazaran daha fazla kusuru olmalıdır.

Kişinin ekonomik olarak bir zarar görmesi durumunda maddi tazminat talep etme hakkı doğar. Maddi tazminat hakkının doğması için eş bir zarara uğramış olmalıdır. Bu zarar diğer eşin

kusuru sebebiyle meydana gelmelidir. Eşin verdiği zararı oluşturan eylem hukuka aykırı olmalıdır. Unutulmamalıdır ki eşlerin her ikisinin de ortak kusuru olması durumunda tazminat

talebinde bulunulamaz. Anlaşmalı boşanma davasında maddi tazminat talebinde bulunamıyorken, çekişmeli boşanma davasında boşanma davası sonuçlandıktan sonra dahi tazminat talebinde bulunulabilir. Ancak boşanma davasından bağımsız açılan bir tazminat davasında 1 yıllık zamanaşımı süresi söz konusu olacaktır.

Kişinin kişilik haklarının zarar görmesi durumunda manevi tazminat talep etme hakkı doğar. Manevi tazminat talebinin doğması için, evlilik ilişkisinde kusuru olmayan veya diğer eşe göre daha az kusuru olan eşin kişilik hakları diğer eş tarafından hukuka aykırı olarak ihlal edilmelidir. Ekonomik bir zarardan ziyade psikolojik veya bedensel bir zarar söz konusu olduğundan, manevi tazminatta aynen tazmin söz konusu olmayacaktır.

  • Maddi veya manevi zarar gören eş, mahkemeye dilekçe vererek tazminat talebinde bulunabilir
  • Boşanma sürecinde tazminat talebinde bulunuluyor ise ayrıca harç ücreti yatırmak gerekli değildir.
  • Ancak boşanma davasının sona ermesi ile tazminat talebinde bulunulacak ise harç ücreti yatırılır.
  • Tazminatın verilip verilmeyeceğine veya miktarının ne kadar olacağına somut olaya göre hakim karar verecektir.

TAZMİNAT MİKTARLARI NASIL BELİRLENİR?

Maddi tazminatın belirlenmesinde;

  • ekonomik durum
  • eşlerin yaşları
  • boşanmaya neden olan olaylarda eşlerin kusur oranı

gibi noktalara dikkat edilir.

Manevi tazminatın belirlenmesinde;

  • kişilik haklarının zarar görmesine neden olan fiil
  • kişilik haklarını ihlal eden eşin kusuru
  • kişilik haklarını ihlal eden eşin maddi ve sosyal durumu
  • kişilik hakları ihlal edilen eşin maddi ve sosyal durumu
  • kişilik hakkı ihlal edilen eşte oluşan objektif ve sübjektif zarar

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASINDA DAVAYI İLK AÇAN EŞ AVANTAJ SAHİBİ MİDİR?

Boşanma davalarında yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri veya eşlerin son defa 6 aydan beri birlikte yaşadıkları yer mahkemesidir. Bu kanun hükmü dikkate alındığında hangi mahkemenin yetkili olacağı konusunda ilk davayı açan eş avantajlı bir konumda olur.

Dikkat edilmelidir ki, Çekişmeli boşanma davasında genel sebeplere dayanılarak her zaman dava açılabilirken özel sebeplerde belirli süreler öngörülmüştür. Bu sebeplerden bir tanesine dayanarak boşanma davası açacak eşin, sürelere uygun dava açması gerekmektedir.

Bahsedilen unsurların yanı sıra; Çekişmeli bir boşanma davasında hakimin dikkat edeceği en önemli unsur kusurdur. Eşlerin hangisinin ne oranda kusurlu olduğuna ve kusurun evlilik birliğine olan etkisine bakılarak bir karar verilir. Bu sebeple davanın kim tarafından açıldığının bir önemi bulunmamaktadır.

BOŞANMA DAVASINDA DAVALI MAHKEMEYE GELMEZ İSE DAVA NASIL ETKİLENİR?

Çekişmeli boşanma davasını açan ve boşanma talebinde bulunan eş mahkemeye gelmez ise mahkeme düşer.

Boşanma davasını açmamış olan eş yani davalı mahkemeye gelmediğinde bir belirsizlik ve uzama söz konusu olacaktır. Boşanma sürecinin devam edebilmesi için, mahkeme davalı tarafı davet edebilir. Ancak cezai bir yaptırım yoktur.

KADIN BOŞANMAK İSTEMEZ İSE NE OLUR?

Çekişmeli boşanma davalarında hakimin dikkat edeceği en önemli husus hangi eşin ne oranda kusurlu olduğudur. Boşanma davası açan eşin boşanma nedenini ve karşı tarafın kusurunu ispatlaması durumunda diğer eşin boşanmak istememesinin bir önemi kalmayacaktır. Boşanmak istemeyen eş ancak kusuru olmadığını ispat ederek boşanmayı engelleyebilir. Bu nedenle kadın veya erkek olması fark etmeksizin eşin boşanmak istememesi hakimi bağlayan bir durum değildir.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASINDA AVUKAT NASIL BİR YOL İZLEMELİDİR?

Çekişmeli boşanma davaları uzun soluklu bir dava türüdür. Bu nedenle avukatın her aşamayı sabırlı ve azimli bir şekilde sürdürmesi gerekmektedir.

Çekişmeli boşanma davasında davacı durumunda olan yani boşanmak isteyen tarafın avukatı boşanma nedeni ve bu nedenin kanıtlarını detaylı bir şekilde belgelendirmeli ve dosyaya sunmalıdır. Davacı vekili, eşin zarar gördüğü evlilik ilişkisini eş daha fazla maddi ve manevi zarar görmeden sonlandırma bilincinde olmalıdır.

Çekişmeli boşanma davasında davalı durumunda olan yani boşanmak istemeyen tarafın avukatı ise, eşin kusurunun olmadığını ve evlilik birliğinin devamına engel bir durumun olmadığını ileri sürerek boşanma olmaksızın süreci sonlandırmak için çaba göstermelidir.

Her iki taraf vekilinin de dava sürecinde, gerekli kanıtları toplayarak belgelendirmesi, mahkemeye sunması ve dikkat edilmesi gereken sürelere uyması gerekmektedir.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVALARINDA UZLAŞMA

Çekişmeli boşanma davaları, eşlerden birinin boşanma talebini reddetmesi nedeniyle daha uzun ve daha çok çaba gerektiren bir dava çeşididir. Bu nedenledir ki, eşlerin ortak bir payda da buluşması halinde hem taraflar hem mahkeme açısından durum daha da kolay bir hal alacaktır. Avukatların ve mahkemenin bu süreçte taraflar için bir uzlaşma sağlaması önem arz etmektedir.

UZLAŞMA SAĞLANIRSA DAVA NASIL SONUÇLANIR?

Eşler arasında boşanma hususunda ve boşanmaya bağlı hususlarda anlaşma sağlanır ise dava anlaşmalı boşanma şeklinde sonuçlanır.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVARLARINDA BAŞARI ORANI NEDİR?

Çekişmeli boşanma davaları boşanma veya boşanmaya bağlı konularda tarafların anlaşamamasından kaynaklı davalardır. Bu nedenle, hem tarafları hem vekilleri için çetrefilli ve çaba gerektiren bir süreç söz konusudur. Boşanmak isteyen tarafın boşanma nedeni ve kanıtları yeterli olduğu durumda boşanma daha hızlı gerçekleşecektir. Ancak delil olmaması durumunda davanın uzaması ve hatta olumsuz sonuçlanması söz konusu olabilecektir.

Davalı tarafın duruşmaya katılmaması halinde de davanın belirsiz hale gelmesi durumu söz konusu olacaktır.

Anlaşmalı boşanmaya göre daha uzun bir süreç olsa da boşanma nedenini veya boşanmanın ferilerini ispatlayacak belgelere sahip olunduğu durumda çekişmeli boşanma davasının olumlu sonuçlanma ihtimali yüksektir.

ÇOCUK VELAYETİ VE GÖRÜŞ HAKKI

Çekişmeli boşanma davasının sonucunda karar verilmesi gereken bir diğer hususta velayettir. Her ne kadar mahkeme taraflardan birine bu hakkı vermiş olsa dahi, diğer tarafın çocuğu ile olan ilişkisinin tamamen sonlandırılması beklenemez. Çocuğun sağlıklı bir yaşam sürmesi için her iki ebeveyn ile de iletişim halinde olması gerekir. Bu sebeple de mahkeme buna uygun bir yol izleyerek görüşme olanakları sağlamaktadır.

Çocuğun velayet hakkı sahibi olmayan ebeveyn ile görüşmesi, çocuk üzerinde olumsuz bir etki yaratmakta ise, mahkeme görüş hakkını engelleyebilir. Böyle bir durum olmadığı takdirde velayet hakkı sahibi eş çocuğu göstermekten kaçınıyor ise, diğer eş mahkemeye başvurabilir.

Diğer ebeveyn ile görüşülecek günlere hakim somut olayı göz önünde bulundurarak karar vermektedir. Genel olarak uygulamada; hafta sonları, tatillerin belirli günleri, dini günlerin bir günü diğer ebeveyn ile geçirilmesi uygun görülmektedir.

Çocuğun yararına olacağı durumda her ne kadar çocuğun ikametgahı eşlerden birinin yanında görünse dahi, görüş zamanları tamamen eşit olarak ayarlanabilmektedir.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASINDA HANGİ HAKLAR KAYBEDİLEBİLİR?

Evlilik birliğinin sona ermesi ile taraflar sahip olduğu bazı hakları kaybedebilmektedir. Bu haklar;

  • Kadının soyadı hakkı: evlenme ilişkisinin gerçekleşmesi ile kadın eşinin soyadını alabilmekte ve kullanabilmektedir. Ancak evliliğin boşanma ile sona ermesi halinde istisnai haller dışında artık evlilik öncesi soyadını kullanması gerekmektedir.
  • Miras hakkı: evliliğin boşanma ile sona ermesi durumunda eşler birbirlerinin yasal mirasçısı olma hakkını kaybetmektedirler.
  • Aile konutu ile ilgili haklar: aile konutu eşlerin varsa müşterek çocukları ile birlikte yaşamlarını idame ettirdikleri konuttur. Eşler tek başlarına bu konut için tasarruf haklarını kullanmazlarken boşanma sonucunda ev üzerinde hakkını koruyan taraf tasarrufta bulunma hakkına sahiptir.
  • Evlilik birliği adına hareket etme hakkı: boşanma ile evliliğin sona ermesi durumunda eşlerin birbirlerini etkileyecek bir karar almaları mümkün olmayacaktır.

NAFAKA VE VELAYET HAKLARI NASIL KORUNUR?

Müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesini talep eden tarafın çocuğun kişisel gelişimi, yaşam standartları, ekonomik olanakları açısından daha iyi bir pozisyonda olduğunu, diğer eşin velayet hakkı için uygun olmadığı gibi konuları ispat etmesi gerekmektedir. İspat edildiği takdirde kişi velayet hakkını koruyacaktır.

Mahkeme sürecinde çocuğun süreçten olumsuz etkilenmemesini sağlamak amacıyla velayetin geçici olarak bir tarafa bırakılması talep edilebilir.

Boşanma sonucunda da mahkeme tarafından çocuğun velayetinin kime bırakılacağı ve diğer tarafın görüş şartları belirtilmektedir.

Velayet hususunda mahkeme takdir yetkisine sahiptir. Çocuğun velayetine karar verirken mahkeme tarafların beyanları veya getirdikleri belgeler ile bağlı değildir. Re-sen araştırma ilkesi kapsamında araştırma yapabilir.

Nafaka, maddi olarak zorluk yaşayacak eş tarafından yargılama sürecinin belli aşamalarında kendisi veya müşterek çocuk için istenebilir. Nafaka mahkeme tarafından kendiliğinden karar verilen veya hatırlatılan bir konu değildir. Bu nedenle nafaka almak isteyen kişinin mahkemeden bu talepte bulunması gerekir.

KAYNAKÇA

  • Boşanma Sonrası Çocuk ile Görüşmeye İlişkin Düzenlemeler, Avukat Erdem Akçay
  • Boşanmanın Ekonomik ve Mali Sonuçları, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu
  • Boşanma hukuku, Ömer Uğur GENÇCAN
  • https://www.youtube.com/watch?v=FkwQmpVYtbI

Bu gönderiyi paylaş