Sigortalının İş Yerinde İntihar Etmesi İş Kazası Sayılır Mı?

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 30.5.1995 tarihli 4641/5019 sayılı kararında Olayın iş kazası sayılması için kazaya uğrayan ile işveren arasında Borçlar kanunundaki tanımlamaya göre hizmet sözleşmesinin mevcut olması gerekir” denmiştir. Yargıtay’a göre; “sigortalı sayılmayan 5510/6” bir kimsenin uğradığı kaza, iş kazası olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

İntihar kişinin sonucunu amaçlayarak ve bilerek, kendi hayatını sona erdirmesidir ve kendisine karşı kasten eylemde bulunmasıdır. Sigortalı olarak çalışan işçinin, işyerinde intihar etmesi yargı kararlarına göre iş kazası sayılmaktadır. Nitekim Sosyal Güvenlik Kurumu ve Yargı kararları ışığında bu tür olayların iş kazası sayıldığı açıktır. Burada işçinin kendi isteği ile kasten canına kıyması, daha sağlıklı bir ifade ile kendi isteği ile yaşamına son vermemesi önem taşımamakta, olayın işyerinde meydana gelmesi nedeniyle iş kazası sayılmaktadır. İntiharın iş kazası sayılmasında aranan kriterler arasında, intiharın iş nedeniyle gerçekleşmesi de önemli değildir. Burada yalnızca intihardan bahsedilmekte, intihar nedeni araştırılmamaktadır. Yargıtay da kararlarında işyerinde intihar etmenin iş kazası sayıldığını açıkça ve istikrarlı bir şekilde kabul etmektedir.

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Kısa Vadeli Sigorta Kollarına İlişkin Uygulamaları 2008/108 sayılı genelge de iş yerinde intihar edilmesi iş kazası olarak sayılmaktadır. ’’Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen olayların yapılan işle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın iş kazası sayılması gerekmektedir. Bu bakımdan sigortalıların avluda yürürken düşmesi, dinlenme saatinde top oynarken ayağının burkulması, bahçedeki meyve ağacından meyve toplarken düşmesi, yemek yerken elini kesmesi, dinlenme odasında dinlenirken sobadan zehirlenmesi, işyerinde intihar etmesi, işyeri sınırları içinde bulunan havuzda boğularak ölmesi, ücretli izinli bulunduğu sırada çalıştığı işyerindeki arkadaşlarını ziyaret için geldiğinde kaza geçirmesi, araçlarla çalışanların bu araçlarda geçirecekleri kazalar iş kazası olarak kabul edilecektir.’’

Kazalardan dolayı işverenin sorumluluğu Zarar görenin ağır kusuru halinde sınırlanmaktadır. Neden sonuç ilişkisinin kesilmesine çalışanın kendi davranışı sebep olmuş ve illiyet (nedensellik)bağını tam kesmiş ise ağır kusurdan söz edilebilir. Çalışan işin ifası sırasında kendisinden beklenen en temel basit ve olağan özeni göstermemiş ise, onun bu davranışı işverenin sorumluluğunun kalkmasına neden olur. Çalışanın kusurlu davranışının illiyet bağını tam kesmediği halde ise, ortak neden-sonuç ilişkisinden bahsedilerek birlikte kusur ve tazminat indirimi bir olasılık olarak gündeme gelebilecektir.

Bu nedenle iş kazası ile fiilin işlenmesi ve zarar arasındaki bağlantı kopar. Bu nedenle, iş kazasına uğrayanın zararından işveren sorumlu tutulamadığından, zararın tazmini de kendisinden istenemez.

İLGİLİ YARGITAY KARARI

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, 5.7.2004 T., 2004/4465 E., 2004/6425 K.

‘… Dava, Kurum sigortalısı F.K. ‘nın işyerinde çalışırken bunalıma girerek mesai saati bitimine yakın işini bırakarak işyerinin çatı katında ikametine tahsis edilen işçi yatakhanesinde kendisini asmak suretiyle gerçekleşen böylece iş kazası olduğu iddia edilen sigorta olayından kaynaklanmaktadır. … O nedenle işverenin sorumluluğu altında çalıştırdığı sigortalının güvenliği beden ve ruh sağlığı için gerekli tedbirleri almak yükümü var ise de bu hal her zaman için zorunlu değildir. Belirtelim ki böyle bir ilgi ve ilişki söz konusu olmadığı hal ve durumlardan birinde dahi meydana gelen bir olayın da iş kazası sayılması mümkündür. Sözgelimi intihar eylemi eğer iş yerinde gerçekleşmiş ise, olayın salt işyerinde meydana gelmesi durumunda bile, intihar eden sigortalının gördüğü işle ilgili ve işverenin kusurundan kaynaklanmamış olmasına rağmen 506 sayılı yasanın 110 maddesi açıklığı gereği olay yine de iş kazasıdır. Ancak bu durumda olaylarla iş ve işveren arasında nedensellik bağı bulunamayacağı için işveren ve onun halefi olanlar Kuruma karşı sorumlu tutulamaz …’

Benzer yazılar :

Cevap Dilekçesi Vermeyerek Delil Bildirmeyen Davalı Delil Bildirme Hakkını Kaybeder

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.04.2016 tarihinde vermiş olduğu kararında; cevap dilekçesi vermeyerek delil bildirmemiş olan davalı, gerek asıl ispat gerekse...

Boşanmanın Eki Niteliğinde Olmayan Maddi Tazminat Talepleri

(Düğün Gideri, Ziynet Eşyası Talebi, Müşterek Çocuğun Okul Gideri Talebi, Doğum Gideri, Eşin Baskısı Sebebiyle İşe Başlayamamaktan Kaynaklı Tazminatlar Boşanmanın...

İş Kazalarında Asıl İşveren ile Alt İşverenin Sorumlulukları Nelerdir?

Günümüzde şirketler ve kurumlar genellikle uzmanlık alanlarına ilişkin işlerde kendi bünyelerinde işçi çalıştırmakta olup, yardımcı işleri taşeron olarak bilinen alt...

İşe İade Davası Devam Ederken İşyerinin Kapatılmasının İşçiye Etkisi Nelerdir ?

İşe iade davası, haksız yere işten çıkartılan işçi veya işçilerin, işverene karşı açtıkları bir dava olup işlerine geri iade edilmeleri...