Yatağını Ayırmak Boşanma Sebebi midir?

Evlilik birliğinin eşler için getirdiği yükümlülükler arasında;

  • Evlilik birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak,
  • Çocukların bakımına ve eğitimine özen göstermek,
  • Eşlerin birbirine sağdık kalması,
  • Eşlerin birbirine yardımcı olması ve
  • Birlikte yaşamak sayılabilir.

Bu sebeple eşlerin birbirine saygı duyması ve birlikteliğin devamı için çabalaması gerekmektedir. 4721 sayılı Medeni kanunumuzda bu hak ve yükümlülükler düzenlenmiştir.  Madde 185- Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Boşanma avukatı hizmeti almak için ziyaret edebilirsiniz.

Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.”

Bu sebeple eşlerin aynı evde olsa dahi küs yaşaması ve yataklarını ayırmaları bu yükümlülüklerin ihlali anlamına gelmektedir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 27.03.2017ntarihinde verdiği 2015/24906 E. 2017/3350 K. sayılı ilamında bu konuya değinmiştir.

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı kadının annesi istediği için eşiyle yatağını ayırdığı, annesinin evliliğe müdahalesine izin verdiği, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-karşı davacı erkek dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile erkeğin davasının reddi doğru bulunmamıştır.”

Eşlerin yatağını ayırması evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına bir kanıt niteliğindedir. Bu nedenle yatağını ayırmaya sebep olan tarafın kusurlu sayılması gerekmektedir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 03.06.2011 tarihli 2010/584 E. 2011/315 K. sayılı ilamında bu hususu dile getirmiştir:

Toplanan delillerden; davalı-davacı kadının birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı-davalı kocanın ise, eşine şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, eşyalara zarar verdiği, eşini dinen boşadığını söyleyip yatağını ayırdığı, boşanmaya neden olan olaylarda daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yön nazara alınmadan, delillerin yanlış değerlendirilmesi sonucu tarafların eşit kusurlu olarak kabul edilmesi ve buna bağlı olarak da davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK.md.174/1-2) isteklerinin reddi doğru olmamıştır.”

Yargıtay kararlarının tam metni aşağıda verilmiştir:

T.C. YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2015/24906

K. 2017/3350

T. 27.03.2017

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı tarafından, her iki dava ve fer’ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı kadının annesi istediği için eşiyle yatağını ayırdığı, annesinin evliliğe müdahalesine izin verdiği, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-karşı davacı erkek dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile erkeğin davasının reddi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen davacı-karşı davalının boşanma davası ile fer’ileri ile diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.03.2017 (Pzt.)

T.C. YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/584

K. 2011/315

T. 03.06.2011

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kocanın boşanma davası, kusur tespiti, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, göre davalı-karşı davacı kadının, kocanın kabul edilen boşanma davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2-Toplanan delillerden; davalı-davacı kadının birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı-davalı kocanın ise, eşine şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, eşyalara zarar verdiği, eşini dinen boşadığını söyleyip yatağını ayırdığı, boşanmaya neden olan olaylarda daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yön nazara alınmadan, delillerin yanlış değerlendirilmesi sonucu tarafların eşit kusurlu olarak kabul edilmesi ve buna bağlı olarak da davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK.md.174/1-2) isteklerinin reddi doğru olmamıştır.
3-Bozmadan önce davalı-davacı kadın için aylık 250 TL. yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ve bu husus davacı-davalı koca tarafından temyiz edilmemek suretiyle davalı-davacı kadın lehine usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bu husus gözetilmeden yoksulluk nafakasının bozmadan sonra aylık 200 TL.’ye düşürülmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3.bentlerde açıklanan nedenlerle kusur tespiti, maddi ve manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.17.10.2011 (Pzt.)

Benzer yazılar :

Kira bedelinin belirlenmesine ilişkin yaşanan sorunlar

Konut ve çatılı işyeri kiralarında belirli süreli olarak akdedilen kira sözleşmesinin süresinin sona ermesine rağmen TBK 347/1 uyarınca kiracı tarafından...

Sağ Kalan Eşin Miras Hakkını Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi Ve Katılma Alacağı Etkiler

Edinilmiş mallara katılma rejiminin nasıl sona ereceği Türk Medeni Kanunu (TMK) 225. Maddesinde düzenlenmiştir.  TMK 225/1’e göre: “ Mal rejimi,...

Emeklilik Nedeniyle İş Akdinin Feshedilmesi Durumunda İşçi Lehine Kıdem Ve İhbar Tazminatı Alacağı Doğar mı?

İş sözleşmesini emeklilik nedeniyle fesheden işçi kıdem tazminatına hak kazanır. 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesinde bu husus açıkça ifade...

Trafik Kazalarında Ceza Mahkemesi Tarafından Belirlenen Kusur Oranının Tazminat Davasına Etkisi

Yürürlükte bulunan mevzuat uyarınca, hukukumuzda ceza davalarının ve hukuk davalarının işleyişi, araştırma ve değerlendirme faktörleri konusunda farklılıklar bulunmaktadır. Ülkemizde sıklıkla dava...