Vasiyetnamenin Geçerlilik Şartları ve İptali

Vasiyetname, miras bırakanın son istek ve arzuları ile mirasının paylaşım esaslarını belirleyen yazılı belge veya sözlü beyandır. Vasiyetname resmi memur (noter, hakim vs.) huzururunda yapılabileceği gibi miras bırakanın kendi el yazısı ile veya koşulları varsa sözlü beyan yolu ile de geçerli bir şekilde yapılabilir. Ölüme bağlı tasarruflardan en önemlisi vasiyetnamedir. Vasiyetnameler tek taraflı olarak yapılan ölüme bağlı tasarruf işlemleridir. Miras avukatı hizmetimiz ile ilgili sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

VASİYETNAME DÜZENLEME ŞARTLARI

Vasiyetname yapabilmek için öncelikle on beş yaşını doldurmuş olmak ve ayırt etme gücüne sahip olmak gerekir (MK.m.502).

Vasiyetname yapılırken uyulması gereken kanuni şekil şartları mevcuttur. Medeni Kanuna göre üç şekilde vasiyetname yapılabilir:Resmi vasiyetname (MK m.532-537),El yazılı vasiyetname (MK m.538),Sözlü vasiyetname (MK m.539-341).

Resmi vasiyetname, resmi memur tarafından iki tanığın katılmasıyla düzenlenir. Vasiyetnameyi düzenleyecek resmi memur; Sulh hakimi , noter veya kanunda kendisine yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir. Ayrıca resmi vasiyetname ile; vasiyetname düzenlenmesine katılan resmi memur veya tanıklar, bunların alt soy-üst soy hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşlerine bir kazandırmada bulunulamaz (MK. m.536/ll). Bu kişilere resmi vasiyetname yolu ile kazandırmada bulunulması halinde, ölüme bağlı tasarrufun tamamı değil, sadece bu kısmın iptali gerekir (MK. m. 558).

El yazılı vasiyetname MK m.538 de düzenlenmiştir. Vasiyetçi, bu vasiyetname türünü kendi el yazısı ile yazmak ve tarih atarak imzalamak zorundadır. Aksi takdirde şekil şartlarına uyulmamış olur. Bu durumda vasiyetname şekil eksikliğinden yoklukla sakat olur. İmzanın el yazısı ile atılması gerekir. Başka hiçbir şekilde atılan imza geçerli olmaz.

SÖZLÜ VASİYETNAME

Sözlü Vasiyetname Şartları

Olağanüstü bir halin varlığı, sözlü vasiyetname dışında, başka türlü vasiyet yapma imkanının olmaması gerekir.Sözlü vasiyet türünün şartları oluşsa dahi resmi veya el yazılı vasiyetname yapma olanağı varsa, bu takdirde sözlü vasiyet geçersiz hale gelir. Sözlü vasiyet yapılmasına yol açan olağanüstü halin ortadan kalkmasından itibaren bir ay sonra, vasiyetçi hala hayatta ise, sözlü vasiyet mahkeme kararına gerek olmadan kendiliğinden hükümsüz hale gelir (MK. m. 541) Bu durumda vasiyetname hiç yapılmamış gibi geçmişe yönelik olarak hükümsüz olur.

VASİYETNAMENİN İPTALİ

Kurucu unsurları gerçekleşmiş ve yürürlüğe giren vasiyetnamenin geçerli olması için gerekli olan ehliyet, şekil şartı, hukuka ve ahlaka aykırı olmama şartları gerçekleşmemiş olsa bile; vasiyetnamenin kesin hükümsüzlüğü değil,iptal edilebilirliği kabul edilmiştir. (TMK m.544, 557-558).

Vasiyetname İptal Sebepleri

  • Vasiyetname yapanın tasarruf ehliyetinin bulunmaması,
  • Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, hile, korkutma veya zorlama yoluyla yapılması,
  • Vasiyetnamenin gerek içeriğinin gerekse de bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka ve ahlaka aykırı olması,
  • Vasiyetnamenin Şekil yönünden noksan olması.
  • Vasiyetnamenin iptali davalarında görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesidir. Vasiyetnamenin iptali davası vasiyetçinin son yerleşim yeri mahkemesinde açılmalıdır.

VASİYETNAME İPTAL DAVASI AÇMA SÜRESİ

Davacının ölüme bağlı tasarrufu, iptal sebebini, kendisinin hak sahibi olduğunu öğrenmeden itibaren bir yıllık hak düşürücü olan ilk süredir. Bu bir yıllık hak düşürücü süre vasiyetname usulüne göre açılıp ilgililerine okunmadan işlemeye başlamaz. İptal davası açma hakkı, herhalde vasiyetname açılma tarihi üzerinden iyi niyetli davalılara karşı on yıllık süre geçmekle düşer.İptal davası açma hakkı, herhalde vasiyetname açılma tarihi üzerinden kötü niyetli davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer.

VASİYETNAMENİN GEÇERLİLİĞİ ve İPTAL DAVASI ile İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2016/8717

K. 2017/2051

T. 27.2.2017

DAVA : Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine/açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacılar vekili; müvekkillerinin murisi …’nin 01.10.1993 tarihli el yazılı bir vasiyetname hazırladığını, vasiyetnamenin açılmasına dair davada kendilerine iptaldavası açmak için süre verildiğini, bu vasiyetname ile mirasçılarından … ve …’ı verasetinden mahrum ettiğini belirterek tüm mallarını davalılara bıraktığını, oysa vasiyetnamenin el yazılı vasiyetname şartlarını taşımadığı, murisin imzasının olmadığını, murisin asıl arzusunun ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmak olduğunu, murisin başka mirasçısı olmadığını düşündüğünü, vasiyete konu taşınmazlardan birini daha sonra bir yeğenine sattığını iddia ederek vasiyetnamenin iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili; vasiyetnamenin tüm şartları taşıdığını, murisin imzasını ismini yazarak attığını, murisin amacının vasiyetnamenin amacını açıklamak olduğu yoksa ölünceye kadar bakım sözleşmesi yapmak olmadığını, mirasçıların aile hukukundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmedikleri için mirasçılıktan çıkarıldıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davacılar vasiyetnamenin şekil şartına uygun olmadığını iddia etmişlerse de, murisin imzasını adı ve soyadını yazmak şeklinde attığının anlaşıldığı, diğer iddiaların da ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir.

TMK 538.maddesinde, el yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar mirasbırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur.

TMK.nun 538. maddesindeki öngörülen ilkeler geçerlilik şartıdır. Bunlardan birinin eksikliği vasiyetnameyi geçersiz kılar.

Somut olayda; davaya konu vasiyetname, mirasbırakan …tarafından 10.01.1993 tarihinde hazırlanmış olup,söz konusu vasiyetnameye mirasbırakanın isim ve soy ismini yazdığı ancak vasiyetnamenin mirasbırakan tarafıdan imzalanmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar, davalılar 10.01.1993 tarihli el yazılı vasiyetnameyi , mirasbırakanın adı ve soyadını yazmak suretiyle imzaladığını ve hüküm ifade edeceğini ileri sürmüş ise de,davacılar tarafından mahkemeye ibraz edilen ,mirasbırakan …’ye ait vekaletnamede mirasbırakanın imzasını ad ve soyad yazmak suretiyle atmadığı anlaşılmaktadır.

O halde, mahkemece; 10.01.1993 tarihli vasiyetnamede mirasbırakanın imzasının bulunmadığı, el yazısı ile düzenlenen vasiyetnamenin mirasbırakan tarafından imzalanmış olmasının zorunlu olduğu gözetilerek, davanın kabulüyle vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine dair hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 6100 Sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 Sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

…Dava konusu uyuşmazlık, ehliyetsizlik iddiasına dayalı olarak vasiyetnamenin iptaline ilişkindir. Ehliyetsiz olduğu iddia edilen vasiyetçinin vasiyetname tarihine yakın günlerde ve sonrasında tedavi görüp görmediği konusunda tarafların bilgisine başvurularak, varsa doktor raporları veya tedavi gördüyse buna ilişkin tüm kayıtların eksiksiz getirtilerek dosyaya konması, işlem tarihinde miras bırakanın ehliyetsiz olup olmadığının tespiti için dosyanın ATK’ya gönderilmesi ve buna ilişkin rapor alınması gerekir. Tüm bu işlemler yapılmadan , deliller tam olarak toplanıp bunun sonucunda ATK’dan rapor alınmadan eksik inceleme sonucu karar verilmesi yerinde değildir…. (Yargıtay 3. HD. 2015/18917 E.-2016/412 K.)

20. HUKUK DAİRESİ

E. 2017/5760

K. 2017/3297

T. 17.4.2017

• VASİYETNAMENİN AÇILMASI (4721 S.K. Md. 596 Gereği Vasiyetnamenin Geçerli Olup Olmadığına Bakılmaksızın Tesliminden Başlayarak Bir Ay İçinde Miras Bırakanın Yerleşim Yeri Sulh Hakimi Tarafından Açılacağı ve İlgililere Okunacağı/Aynı Kanunun 19/1. Maddesine Göre Yerleşim Yerinin Bir Kimsenin Sürekli Kalma Niyetiyle Oturduğu Yer Olduğu – Müteveffanın Vefat Etmeden Önce Kızının Evinde İkamet Ettiği Anlaşıldığından Uyuşmazlığın O Yer Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesinde Görülüp Sonuçlandırılması Gereği)

• YETKİLİ MAHKEME (4721 S.K. Md. 596 Gereği Vasiyetnamenin Geçerli Olup Olmadığına Bakılmaksızın Tesliminden Başlayarak Bir Ay İçinde Miras Bırakanın Yerleşim Yeri Sulh Hakimi Tarafından Açılacağı ve İlgililere Okunacağı/Aynı Kanunun 19/1. Maddesine Göre Yerleşim Yerinin Bir Kimsenin Sürekli Kalma Niyetiyle Oturduğu Yer Olduğu – Müteveffanın Vefat Etmeden Önce Kızının Evinde İkamet Ettiği Anlaşıldığından Uyuşmazlığın O Yer Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesinde Görüleceği)

4721/m.19/1,596

ÖZET : Dava, vasiyetnamenin açılması istemine ilişkindir. 4721 S.K. Md. 596 gereği vasiyetname, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi tarafından açılır ve ilgililere okunur.” Aynı Kanunun 19/1. maddesine göre de, “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.”

İlçe Jandarma Komutanlığınca yapılan araştırmaya göre müteveffanın vefat etmeden önce kızının evinde ikamet ettiği anlaşıldığından uyuşmazlığın o yer yani Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.

DAVA : Vasiyetnamenin açılması istemine dair olarak açılan davada Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesi’nin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 Sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Dava, vasiyetnamenin açılması istemine ilişkindir.

Sulh Hukuk Mahkemesince, müteveffanın nüfus kaydının incelenmesinde, 01/02/2016 tarihinde vefat ettiği, yerleşim yeri adresinin bulunmadığı, nüfusa kayıtlı olduğu yerin “…” olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir.

Diğer Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise müteveffanın UYAP’ tan alınan nüfus kayıt örneğinde 01/02/2016 tarihinde vefat ettiği, yerleşim yerinin olmadığı, müteveffa tarafından düzenlenen vasiyetnamenin 1. Noterlik tarafından yapıldığı, vasiyetnamedeki adresinin … olduğu, gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı vermiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 596. maddesine göre, “Vasiyetname, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi tarafından açılır ve ilgililere okunur.” Aynı Kanunun 19/1. maddesine göre de, “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.”

İlçe Jandarma Komutanlığınca yapılan araştırmaya göre müteveffanın vefat etmeden önce kızının evinde ikamet ettiği anlaşıldığından uyuşmazlığın yetkili Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.

KAYNAKÇA :

Prof. Dr. Hasan Erman, Prof Dr. Zahit Emre Miras Hukuku Kitabı

www.kazancihukuk.com

Medeni Kanun Vasiyet İle İlgili Hükümleri

Benzer yazılar :

Ticari Satışlarda Malın Ayıplı Çıkması ve Ayıp İhbar Süresi

Ayıp kavramı, satış veya trampa konusu malda bulunması gereken veya vaadedilen niteliklerin bulunmamasını ifade eder. Örneğin, satılan arabanın motorunda...

Trafik Kazası Tazminatları İçin Maluliyet Raporu İle Sigortaya Başvuru Zorunluluğu

Trafik kazaları nedeniyle bedensel zarar gören kişiler, yaralanmalı kazalarda geçici ya da sürekli malul kalmaktadırlar. Kişilerin kaza neticesinde uğradıkları cismani...

Nişanın Bozulması ve Manevi Tazminat

Günümüz yaşantısında, evliliğin bir önceki aşaması olan nişanlılığın hukuki tanımı, nişanlılığın kurulmasına kanunun yüklediği sonuçlar, nişanın bozulması ve tarafların hakları...

Tasarrufun İptali Davaları

Tasarrufun iptali davası borçlunun üçüncü kişilerle yapmış olduğu tasarruf işlemlerinin iptalini sağlamak amacıyla alacaklıları tarafından açılır. Tasarrufun iptali davasında amaç...