Garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenler, kendilerine bırakılan veya çalışanlarınca kabul edilen hayvan, at arabası, bunlara ait koşum ve benzeri eşya ile motorlu taşıt ve eklentilerinin yok olmasından, zarara uğramasından veya çalınmasından sorumludurlar. Ancak işletenler, zararın saklatan veya ziyaretçisi ya da beraberinde veya hizmetinde bulunan kimseye yükletilebilecek kusurdan, mücbir sebepten ya da eşyanın niteliğinden doğduğunu ispat etmekle, bu sorumluktan kurtulurlar.
Türk Borçlar Kanunu’nda belirtildiği üzere otopark gibi saklama amacıyla taşınırların bulunduğu yerlere emanet edilen araçların yok olması, zarar görülmesi veya çalınması durumunda otopark işleten teslim alınan araçlardan sorumludur.
Somut olayda, kaskolu aracın sürücüsünün davacı “X” Sigortaya A.Ş’ye sigortalanan aracıyla davalı “Y” Tic. Ltd. Şti.’nin işletilmesindeki yere gitmiş, aracın park edilmek üzere vale olarak çalıştığı iddia edilen diğer davalı(vale) tarafından teslim alınmış ve vale aracı kullandığı sırada kaza ve hasar meydana gelmiştir.
Davacı sigortacı, sigorta bedelini sigortalısına ödedikten sonra TTK’nin 1301. ve 1472. maddesindeki yasal halefiyet hükümleri uyarınca, sigorta ettirenin yerine geçmek suretiyle rücuan tazminat davasını açmıştır. Yapılan yargılamada sonucunda İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; dava dışı sigortalı ile davalılar arasında ….ve devamı maddeleri gereğince vedia sözleşmesi kurulduğu, TTK 1278. maddesi gereğince sigortalı veya eylemlerinden sorumlu olduğu kimselerin kusuru ile verdiği zararları sigortanın tazminle yükümlüğü olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Sigorta Şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2012/9462 E. 2013/772 K. Sayılı kararıyla ;
TTK’nin 1278. maddesinde, “Mukavelede aksine hüküm olmadıkça sigortacı, … ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin yahut fiillerinden hukuken mesul bulundukları kimselerin kusurlarından doğan hasarları tazmin ile mükelleftir” hükmünü öngörmektedir. Bu maddenin olayımıza uygulanması mümkün değildir. Zira, yukarıda açıklanan somut olaydan da anlaşıldığı gibi, sigortalı, aracını park edilmesi için valeye teslim edilmiş olmakla zilyetlik davalı tarafa geçmiştir. Davalı taraf teslim aldığı aracı aldığı gibi teslim etmesi gerekir. Somut olayda, davalı sözleşmenin kendisine yüklediği güven ve özenle koruma borcunu aykırı davranmak suretiyle araçta zararın oluşmasına sebebiyet vermiştir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre, aracın rıza ile teslim edildiğinden söz edilerek kasko sigortacısının sigortalısına ödediği hasar bedelini rücu edemeyeceği yönündeki kabule katılmak mümkün değildir.
O halde mahkemece dosya arasında bulunan bilgi ve belgeler, dava konusu araç hasarı ile ilgili raporlar ve sair deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Diyerek davacı X sigorta şirketinin temyiz talebi kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.