Trafik Kazası Tazminatları İçin Maluliyet Raporu İle Sigortaya Başvuru Zorunluluğu

Trafik kazaları nedeniyle bedensel zarar gören kişiler, yaralanmalı kazalarda geçici ya da sürekli malul kalmaktadırlar. Kişilerin kaza neticesinde uğradıkları cismani zarar sebebi ile talep edebilecekleri maddi tazminat oranlarının belirlenebilmesi için ise, kişinin maluliyet oranlarının tespit edilmesi gerekmektedir.

Cismani zarar nedeni ile açılacak maddi tazminat davalarında, kişinin maluliyet oranının belirlenebilmesi için mahkemeler tarafından Adli Tıp Kurumundan alınacak maluliyet raporlarına ve kusura göre aktüer hesaplama yöntemi sonucu tazminat miktarları tespit edilebilmektedir. Ancak Adli Tıp Kurumundan rapor alınabilmesi için mahkeme ya da savcılık aracılığı ile söz konusu raporun talep edilmesi gerekmektedir.

Ancak, cismani zarar nedeni ile tazminat davası açmanın ön şartı olarak Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılan değişiklikle “dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunulması gerekir.” hükmü getirilmiştir.

K.T.K. Madde 97; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklindedir.

Dava yoluna ya da tahkim yoluna başvurulmasının ön şartı olan sigorta şirketine başvuru ile ilgili olarak bilinmesi gereken husus ise; sigorta şirketine başvurabilmek için belli başlı evrakların temin edilmesi gerektiğidir.

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın  Ek6( Bedeni Zararlar) kısmında;

“- 30.03.2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu.

– Hak sahibi gerçek kişiler için T.C. Kimlik Numarası

– Kaza raporu

-Mağdura ait sona üç aylık döneme ilişkin ücret belgesi

– Hak sahibine ait banka hesap bilgileri”; şeklinde belirtilmiş olan evrakların toplanması ile, sigorta şirketine başvuru yapılabilecektir.

28603 sayılı Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik incelendiğinde;

Yönemeliğin 7. Maddesinde;

“(1) Bu Yönetmelikte belirtilen özürlü sağlık kurulu raporlarını düzenlemeye yetkili sağlık kurumlarını ve hakem hastaneleri Sağlık Bakanlığı belirler ve internet sitesinde yayımlar.

(2) Yetkili olmayan sağlık kurumları ile 6 ncı maddede belirtilen şekilde özürlü sağlık kurulunu teşkil edemeyen sağlık kurumlarının verdiği sağlık kurulu raporları değerlendirilmeye alınmaz.

Yönetmeliğin 8. Maddesinde;

(1) Özürlü sağlık kurulu raporları, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-1 Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Formuna uygun olarak düzenlenir.

(2) Kişinin özür oranı, özürlü sağlık kurulunca bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-2 Özür Oranları Cetvelinde bulunan özür oranlarına göre yüzde (%) olarak belirlenerek özürlü sağlık kurulu raporunun ilgili bölümünde rakam ve yazı ile belirtilir. Bu cetvelde adı geçmeyen hastalık ve özürler ile bunlara ait özür oranları, fonksiyon kayıplarına göre özürlü sağlık kurulunca değerlendirilerek belirlenir.” denilmektedir.

Mevzuat uyarınca yapılması gereken işlem, mağdur kişinin bulunduğu il ve ilçede yer alan, Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinde tespit edilerek yayınlanmış olan Hastanelerden, başvurulmak sureti ile maluliyet durumuna ilişkin olarak rapor talep edilmesi gerekmektedir.

27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin 5. Maddesinde ise;

(1) Sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü kaybı oranları ile Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalıların iş kazası sonucu meslekte kazanma gücü kaybı oranları tespitinde esas alınacak sağlık kurulu raporlarını düzenlemeye;

a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri,

b) Devlet üniversitesi hastaneleri,

c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri,

ç) Sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastaneleri,

yetkilidir.

(2) (Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalıların meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü kaybı oranları tespitinde esas alınacak sağlık kurulu raporlarını düzenlemeye, Sağlık Bakanlığı meslek hastalıkları hastaneleri ile eğitim ve araştırma hastaneleri ve Devlet üniversitesi hastaneleri yetkilidir.

(3) Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerde çalışan müşterek sigortalıların maluliyet değerlendirmelerinde, sosyal güvenlik sözleşmesi yapılan akit ülkenin sigorta kurumunun belirlediği sağlık hizmeti sunucusu tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporları esas alınır.” denilmektedir. Benzer nitelikteki atıflarda bulunarak, sadece maluliyet değil, meslekte kazanma gücü kaybının da belirlenebilmesi için, mevzuat uyarınca yönlendirmelerde bulunulmuştur.

Sağlık bakanlığı tarafından belirlenmiş olan hastanelerden alınacak raporlara ilişkin olarak sorulması gereken bir diğer soru ise; raporların gerçeğe uygun olmadığını, eksik ve yanlış düzenlenmiş olduğunu düşündüğümüzde izleyeceğimiz yollardır. Dava aşamasında Adli Tıp Kurumundan talep edilen maluliyet raporlarına itiraz üzerine, yeni rapor aldırılmasının sağlanması mümkündür.

Sigorta şirketine başvuru adına alınacak olan maluliyet ilişkin sağlık kurulu raporunun, alınacak olan tazminat miktarına etkisi düşünüldüğünde; söz konusu raporun eksik ya da yanlış düzenlenmiş olması malul tarafın mağduriyetine yol açacaktır.

Bu durumda ise 28603 sayılı Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği’nin 10. Maddesi;

“(1) Özürlü sağlık kurulu raporuna; özürlü, velisi veya vasisi veyahut raporu isteyen kurum tarafından itiraz edilebilir. İlgililer itiraz dilekçesi ve ilk özürlü sağlık kurulu raporunun tasdikli bir örneği ile birlikte, bulunduğu ilin sağlık müdürlüğüne başvurur. İl sağlık müdürlüğünce, özürlü sağlık kurulu raporu alacak kişi en yakın farklı bir özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneye gönderilir. İtiraz edilen özürlü sağlık kurulu raporu ile itiraz üzerine verilen özürlü sağlık kurulu raporundaki kararlar aynı yönde ise özürlü sağlık kurulu raporu kesinleşir.

(2) Özürlü sağlık kurulu raporlarının farklı olması durumunda, Sağlık Bakanlığınca belirlenmiş olan hakem hastanelerden, kişinin ikamet ettiği yere en yakın bir hakem hastaneye, kişi yeniden muayene edilmesi ve özürlü sağlık kurulu raporu tanzim edilmesi amacıyla yine il sağlık müdürlüğü kanalıyla gönderilir. Hakem hastanenin özürlü sağlık kurulunca verilen kararı kesindir.

(3) Milli Savunma Bakanlığına bağlı asker hastanelerince; Türk Silahlı Kuvvetleri personeline verilecek özürlü sağlık kurulu raporlarına itiraz esas ve usulleri Türk Silahlı Kuvvetlerinin ilgili mevzuat hükümlerine tabidir. Türk Silahlı Kuvvetleri personeline verilecek özürlü sağlık kurulu raporlarına yapılan itirazlar, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Eğitim Hastanesi ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi ile yetkilendirilecek hastanelerce kesin olarak karara bağlanır.” denilmektedir.

Trafik kazası sonucunda yaralan ve maluliyeti sebebi ile tazminat talep eden tarafın, sigorta şirketine başvuru amacı ile alması gereken Sağlık Kurulu Raporu’nun eksik, yanlış ve ya gerçeğe aykırı olduğu düşünüldüğünde; hem hak sahipleri hem de başvurulan sigorta şirketi tarafından bu rapora itiraz edilebilecektir. Söz konusu rapor kesin hüküm taşımamaktadır.

İtirazın yapılacağı makam bulunulan ilin İl Sağlık Müdürlüğüdür. Kişinin maluliyet oranın belirlenebilmesi adına; farklı bir Hastaneye yönlendirilerek, tekrar rapor alınması sağlanmaktadır. Alınacak ikinci raporunda ilkini doğrulaması durumunda, rapor kesinleşecektir. Bu durumda kişinin başvurusu raporda belirlenen orana göre değerlendirilecektir.

Ancak, ikinci kez alınan raporun farklı olması durumunda ise; çelişkinin giderilmesi adına kişinin Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmiş olan Hakem Hastanelerden rapor alınması gerekmektedir. Hakem Hastane tarafından verilecek olan özürlü sağlık kurulu raporu ise kesin rapor niteliğindedir. Kişinin yapacağı başvurular için söz konusu rapor temel alınacaktır.

Söz konusu kanuni değişiklik uyarınca kişilerin sigorta şirketinden yaralanma sebebi ile  maddi tazminatlarını talep edebilmeleri için kanunda belirlenen şartlara uygun şekilde Özürlü Sağlık Kurulu Raporunu almaları gerekmektedir. Ancak söz konusu raporun belirlenen hastanelerde belirli ücret ödenmesi sonucunda verildiği, uygulamaya yansıyan kısımdır. Bu raporların temin edilebilmesinin ücretsiz ve devlet güvencesi altında olması gerektiği, kişinin hakkını talep edebilmesi adına önem arz etmektedir.

Benzer yazılar :

Ticari Satışlarda Malın Ayıplı Çıkması Ve Ayıp İhbar Süresi

Ayıp kavramı, satış veya trampa konusu malda bulunması gereken veya vaadedilen niteliklerin bulunmamasını ifade eder.Örneğin, satılan arabanın motorunda arıza olması,...

Miras Bırakanın Nikâhsız Yaşadığı Kişiye Yaptığı Satış Muris Muvazaası Oluşturur mu?

İrade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk durumuna muvazaa denilmektedir. İki tür muvazaa vardır; Mutlak muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak maksadıyla...

Sgk’nın Muvazaalı Boşanma Nedeniyle Borç Tahakkuk Etmesi

ÖLÜM AYLIĞI (DUL VE YETİM AYLIĞI) NEDİR? ÖLÜM AYLIĞI KİMLERE BAĞLANIR? Ölüm aylığı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu 32 ve 35. Maddeleri...

İş Kazalarında Asıl İşveren ile Alt İşverenin Sorumlulukları Nelerdir?

Günümüzde şirketler ve kurumlar genellikle uzmanlık alanlarına ilişkin işlerde kendi bünyelerinde işçi çalıştırmakta olup, yardımcı işleri taşeron olarak bilinen alt...