Eşlerden Birisi Evlilik Birliğinin Kurulması İçin Yaptığı Masrafları Diğer Eşten İsteyebilir Mi?

Eşlerden biri tarafından evlilik birliğinin kurulması için yapılmış olan masraflar boşanma halinde diğer eşten sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenebilecektir. Örneğin ,eşlerden birinin evlilik birliğinin kurulması veya devam ettirilmesi için bireysel kredi kullanması ve eşlerin boşanması halinde bu krediye ilişkin borçtan diğer eşin hissesine düşen kısım mal rejimi tasfiyesi davasıyla değil sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilebilecektir.

Bu karar ile eğer eşlerden birinin kullanmış olduğu krediye ilişkin borçlar belirli bir mal rejimine konu bir mala ilişkin değilse  (örneğin konut kredisi veya araç kredisi kullanılmamış bireysel kredi kullanılmış ise) boşanan eş, bunu mal rejimi tasfiyesi ile talep edemeyecek olup ancak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun madde 77 de düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebilecektir.

Türk Medeni Kanunu’nun 230 maddesi Kişisel mallar ile edinilmiş mallar arasında denkleştirme konusunu düzenlenmiştir.

“Bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları edinilmiş mallardan veya edinilmiş mallara ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmiş ise, tasfiye sırasında denkleştirme istenebilir.

Her borç, ilişkin bulunduğu mal kesimini yükümlülük altına sokar. Hangi kesime ait olduğu anlaşılamayan borç, edinilmiş mallara ilişkin sayılır.

Bir mal kesiminden diğer kesimdeki malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunulmuşsa, değer artması veya azalması durumunda denkleştirme, katkı oranına ve malın tasfiye zamanındaki değerine veya mal daha önce elden çıkarılmışsa hakkaniyete göre yapılır.”

230. madde de de belirtildiği üzere her borç, ilişkin bulunduğu mal kesimini yükümlülük altına sokmaktadır.  Hangi kesime ait olduğu anlaşılamıyor ise bu borç, edinilmiş mallara ilişkin sayılmaktadır. Borcu kişisel mala (TMK. 219. Maddesi) ya da edinilmiş mala (TMK. 220. Maddesi) ilişkin olduğunu belirleme de “borcun kaynağı, borcun doğum zamanı, borcun amacı, işlevi vb. hususlar rol oynamaktadır.  Ancak eşlerin evlenmeden önce yapmış oldukları borçları eşin kişisel malı sayılmaktadır.”  Türk Medeni Kanunu’nun 230/2 hükmü emredici nitelikte hüküm olup mal gruplarının değişmezliği kuralı kabul edilmiştir. (Uluç, 1103-1104, 2014).  

– Eşlerin evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerine ilişkin borçları edinilmiş mal gruplarına ait borçlardır. Ayrıca edinilmiş mal grubuna ait olan gelirlere ilişkin borçlar edinilmiş mal grubunun borcudur. Örneğin;

– Mesleki faaliyete ilişkin borçlar

– Geliri edinilmiş mallara ait olan mal varlığı değerlerinin idaresi ve bakımı

– edinilmiş mallara ait olan gelirlere ilişkin vergiler

– eşlerden birinin haksız fiil veya vekâletsiz iş görmeden doğan borçları bu gruba girmektedir. (Uluç, 1104, 2014).  

-Belli Bir Mal grubuna ait borçlar: Bu borçlar hangi mal grubuna ait ise o mal grubunun borcu sayılmaktadır. Örneğin; satış bedeli, vergi borçları, mala ilişkin sigortalar, noter masrafları, mala ilişkin dava giderleri, tamir ve bakım giderleri hangi mal grubuna ait ise onun borcu sayılmaktadır.

 –İpotekli Kredi Borçları ise ipotek konularak kredi ile elde edilen bir taşınmaza tapuda kayıtlı olan eş, o taşınmazın maliki sayılacaktır. Diğer eşin bu taşınmazı elde etmesinde bir katkısı olması halinde değer artış payını talep edebilecektir.  Yine 230/2. Maddesine göre ipotekle güvence altına alınan bu kredi alacağının da özgülenmesi gerekmektedir. (Uluç, 1105, 2014).  

YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2012/25238 K. 2012/29941 T. 11.12.2012

DAVA        :  Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı (koca) tarafından; ziynetler ve maddi tazminat yönünden, davalı-karşı davacı (kadın) tarafından ise kusur belirlemesi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR  : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalının evlilik birliğinin kurulması sırasında almış olduğu beyaz eşya ve mobilyaların değerinin yarısına ilişkin talebi, söz konusu bu eşyalar kendisinde kaldığı için reddedilmiş bulunduğunun anlaşılmasına göre kadının tüm, kocanın ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.     

2-Davalı-davacı kadın evlenmeleri sırasında kendisine takılan altınların kayınvalidesinde kaldığını ileri sürmüş, davacı-karşı davalı koca ise, bunları eşinin evden ayrılırken götürdüğünü belirtmiştir. Davalı-karşı davacı kadın ziynetleri ile ilgili iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Dinlenen tanıkların beyanları kadından duyduklarına dayanmakta olup, altınların kayınvalidesinde kaldığını kabule elverişli değildir. Davalı-karşı davacı vekili diğer tarafa yemin teklif etmeyeceğini de beyan ettiğine göre altınlarla ilgili iddia ispatlanmamıştır. Bu durumda davalı-karşı davacının altınlara ilişkin talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru bulunmamıştır.

3-Davacı-karşı davalı (koca) dava dilekçesinde evlilik birliğinin kurulması için yapmış olduğu masraflar için toplam 21.000 TL. bireysel kredi kullandığını ileri sürerek, bunun yarısının karşı taraftan tahsilini talep etmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalardan bu miktarın evlilik birliğinin kurulması sırasında yapılmış olan masraflar için talep edildiği görülmektedir. Evlilik birliği tarafların eşit kusurlu davranışları sonucu boşanmayla sona erdiğine göre, evlilik birliğinin kurulması sırasında taraflardan birinin yaptığı masrafların yarısının diğer taraftan istenmesi ancak Borçlar Kanununun sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre incelenebilir. O halde bu istek yönünden genel mahkemeler görevlidir. Bu durumda bu talep yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle davacı-karşı davalı (koca) yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Keziban'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran İzzetin'e geri verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. (http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm (erişim tarihi 24.06.2016)

KAYNAKÇA

 -Kazancı İçtihat Bilgi Bankası http://www.kazanci.com/kho2/ibb/giris.htm

Yusuf ULUÇ,  Mal Rejimleri Ve Tasfiyesi, Yetkin Yayınları, Ankara,  2014.

Benzer yazılar :

Tapuda Mesken, İş Veya Ticaret Yeri Olan Bağımsız Bölüm, Hangi Durumlarda İş Yeri Olarak Kullanılabilir?

634 Sayılı Kat Mülkiyetleri Kanunu’nun 24. Maddesi “YASAK İŞLER” başlıklı olup kat maliklerinin uymakla yükümlü oldukları bağımsız bölümlerin kullanımı ile...

Kira Ödenmemesinin Hukuki Sonuçları

Kira bedelini ödemekle yükümlü kişi kiracıdır. Taraflar ilk kira bedelini belirlemede serbesttirler. Fakat hukuki işlemin geçerli olabilmesi için aranan şartlar...

Velayet Nedir? Velayetin Kazanılması ve Kaldırılması

1.Velayet ve Kapsamı Velayet; ergin olmayanların (18 yaşından küçüklerin) ve hakim tarafından kısıtlanan ergin çocukların bakım ve eğitimlerinin sağlanması amacıyla anne...

Zina nedeniye boşanma davası ve deliller

Hangi Durumlarda Zinanın Varlığı Kabul Edilir ? Yasal olarak evli kişilerin eşinden başka karşı cinsten biriyle cinsel ilişkiye girmesine zina...