Çocuk, Velayete Sahip Olmayan Anne ya da Babasının Yanında Yatılı Kalabilir mi?

Boşanma davası sonrası merak edilen konulardan biri de velayet ve kişisel ilişki kurulmasıdır. Çocuğun anne ve babasıyla olan bağlarının kopmaması ve boşanmadan en az biçimde etkilenmesi için iki tarafla da yeterli şekilde görüşmeli ve sağlıklı bir ilişki kurmalıdır. Velayeti kendisinde olmayan tarafla da kişisel ilişki kararıyla bu iletişim sağlanmaktadır.

Kişisel ilişki, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuğun ana baba ile iletişim kurmasını, görüşmesini ve belirli süre kalmasını içeren karşılıklı haklardır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere kişisel ilişki kurmaya anne ya da baba ile kalmak da dahildir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 19.06.2014 tarihli 2014/3223 E. 2014/14005 K. sayılı kararında:

“Velayetleri babaya bırakılan müşterek çocuklar 2002 doğumlu ve 2006 doğumluile anne arasında kurulan kişisel ilişki süresi, annelik duygularını tatmin etmeye yeterli değildir. Küçüklerle anne-baba arasında düzenlenen kişisel ilişkilerde, çocuğun üstün yararı yanında, anne ve babalık duygularının tatmin edilmesi de dikkate alınmalıdır. O halde; müşterek çocuklarla anne arasında çocuğun yatıya kalacağı şekilde kurulacak kişisel ilişki; küçüklerin güven duygusunun ve anne sevgisinin gelişmesi bakımından onların üstün yararının gereği olduğu gibi; annelik duygusunun tatminini de sağlayacaktır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece, küçükler ile anne arasında, yatılı olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ne var ki; bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK md. 438/7).”denilmektedir.

Ancak çocuğun anne ya da baba yatılı olarak kişisel ilişki kurabilmesi için bakım ve şefkate ihtiyaç duyup duymadığı da önem arz etmektedir. Annesinin bakım ve şefkatine ihtiyaç duymayan çocuk yatılı olarak anne yada babasıyla kalabilmelidir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 10.09.2014 tarihli 2014/15268 E. 2014/16882 K. sayılı ilamı:

“1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu da çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe, çocukla diğer taraf arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını gerektirir. Bu bakımdan velayeti anneye bırakılan çocukla baba arasında kişisel ilişki tesis edilirken haklı ve geçerli bir sebep yoksa çocuk babası yanında yatılı kalacak şekilde bir düzenleme öngörülmelidir. Bu hususu gözetmeyen yerel mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı ise de; sözü edilen bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektirmiştir. (HUMK.md.438/7).”

Çocuk anne şefkat ve bakımına muhtaç ise kişisel ilişki de ona göre düzenlenmelidir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 11.06.2014 tarihli 2014/2756 E. 2014/13053 K. sayılı kararında:

“Velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk E.B.. 19.02.2013 doğumlu olup, karar tarihinde henüz bir yaşını doldurmamıştır. Fiziki olarak annenin bakımına muhtaç ve ona bağımlı durumdadır. Bu yaştaki çocuğun davalı ile kararda gösterilen sürelerde kişisel ilişki, kişisel bakımını ve fiziki gelişimini engeller. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun, sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas alınmalıdır. (TMK.m.182/3) Çocuğun yaşı ve fiziki olarak anneye bağımlı olduğu ve özerk davranışlarının henüz oluşmadığı dikkate alındığında öngörülen kişisel ilişki çocuğun menfaatine uygun bulunmamıştır. Daha uygun sürelerle kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.” denilerek bu konuya vurgu yapılmıştır.

Yargıtay kararlarının tam metni aşağıda verilmiştir:

T.C. YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/3223

K. 2014/14005

T. 19.06.2014

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (kadın) tarafından; velayet düzenlemesi, şahsi ilişkinin süresi ve yargılama gideri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı (kadın)’ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Velayetleri babaya bırakılan müşterek çocuklar 2002 doğumlu ve 2006 doğumluile anne arasında kurulan kişisel ilişki süresi, annelik duygularını tatmin etmeye yeterli değildir. Küçüklerle anne-baba arasında düzenlenen kişisel ilişkilerde, çocuğun üstün yararı yanında, anne ve babalık duygularının tatmin edilmesi de dikkate alınmalıdır. O halde; müşterek çocuklarla anne arasında çocuğun yatıya kalacağı şekilde kurulacak kişisel ilişki; küçüklerin güven duygusunun ve anne sevgisinin gelişmesi bakımından onların üstün yararının gereği olduğu gibi; annelik duygusunun tatminini de sağlayacaktır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece, küçükler ile anne arasında, yatılı olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ne var ki; bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK md. 438/7).
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasından 4. bendinin tamamen çıkarılmasına, yerine “Velayet hakkı davacı babaya verilen müşterek çocuklar ile davalı anne arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10:00 ile Pazar günü saat 18:00 arasında, dini bayramların 2. günü saat 10:00 ile 3.günü 18:00 arasında, her yılın Temmuz ayının 1. günü saat 10:00’dan 15. günü saat 18:00’ye kadar kişisel ilişki kurulmasına” cümlesinin eklenerek kararın bu bölümünün düzeltilerek, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19.06.2014 (Prş.)

T.C. YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/15268

K. 2014/16882

T. 10.09.2014

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu da çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe, çocukla diğer taraf arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını gerektirir. Bu bakımdan velayeti anneye bırakılan çocukla baba arasında kişisel ilişki tesis edilirken haklı ve geçerli bir sebep yoksa çocuk babası yanında yatılı kalacak şekilde bir düzenleme öngörülmelidir. Bu hususu gözetmeyen yerel mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı ise de; sözü edilen bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektirmiştir. (HUMK.md.438/7).
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasından üçüncü bendin tamamen çıkarılmasına, yerine 3. bent olarak “Davalı baba ile tarafların müşterek çocuğu Ilgın arasında her ayın birinci ve üçüncü hafta sonları Cumartesi günü saat 10.00’dan Pazar günü saat 16.00’ya kadar ve dini bayramların ikinci günleri saat 10.00’dan takip eden üçüncü günü saat 16.00’ya kadar ve her yıl Temmuz ayının l.günü saat 10.00 dan 15.günü saat 16.00’a kadar davalı babaya verilmek suretiyle kişisel ilişki tesisine” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilmiş şekliyle, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeble ONANMASINA, istek halinde temiyz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.10.09.2014 (Çar.)

T.C. YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/2756

K. 2014/13053

T. 11.6.2014

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (kadın) tarafından; velayet düzenlemesi, şahsi ilişkinin süresi ve yargılama gideri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı (kadın)’ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Velayetleri babaya bırakılan müşterek çocuklar 2002 doğumlu ve 2006 doğumluile anne arasında kurulan kişisel ilişki süresi, annelik duygularını tatmin etmeye yeterli değildir. Küçüklerle anne-baba arasında düzenlenen kişisel ilişkilerde, çocuğun üstün yararı yanında, anne ve babalık duygularının tatmin edilmesi de dikkate alınmalıdır. O halde; müşterek çocuklarla anne arasında çocuğun yatıya kalacağı şekilde kurulacak kişisel ilişki; küçüklerin güven duygusunun ve anne sevgisinin gelişmesi bakımından onların üstün yararının gereği olduğu gibi; annelik duygusunun tatminini de sağlayacaktır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece, küçükler ile anne arasında, yatılı olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ne var ki; bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK md. 438/7).

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasından 4. bendinin tamamen çıkarılmasına, yerine “Velayet hakkı davacı babaya verilen müşterek çocuklar ile davalı anne arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10:00 ile Pazar günü saat 18:00 arasında, dini bayramların 2. günü saat 10:00 ile 3.günü 18:00 arasında, her yılın Temmuz ayının 1. günü saat 10:00’dan 15. günü saat 18:00’ye kadar kişisel ilişki kurulmasına” cümlesinin eklenerek kararın bu bölümünün düzeltilerek, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19.06.2014 (Prş.)

KAYNAKÇA: GENÇCAN, ÖMER UĞUR : Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku Ankara- 2015

KAZANCI ELEKTRONİK VE BASILI YAYIMCILIK A.Ş.

Benzer yazılar :

Kira bedelinin belirlenmesine ilişkin yaşanan sorunlar

Konut ve çatılı işyeri kiralarında belirli süreli olarak akdedilen kira sözleşmesinin süresinin sona ermesine rağmen TBK 347/1 uyarınca kiracı tarafından...

Mal Rejiminin Tasfiyesinde Eşlere Ait Şirketlerin Hukuki Durumu

1 OCAK 2002 TARİHİNDEN SONRAKİ EDİNİLMİŞ MALLARA KATILIM REJİMİ İLE BİRLİKTE MAL REJİMİ TASFİYESİ NASIL OLACAKTIR? Eşler arasındaki mal rejimlerine ilişkin...

İşyerinin Devredilmesi Halinde İşçilik Alacaklarında Sorumluluk Kime Aittir?

İşyeri veya bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak devredildiğinde, devir tarihinde iş yerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş...

İşe İadeye İlişkin İlamlar Kesinleşmeden İlamda Yer Alan Vekâlet Ücreti Ve Yargılama Giderleri İcraya Konulabilir mi?

Mahkeme ilamlarının icraya konulabilmesi için kesinleşmesi, kural olarak şart değildir. Ancak bazı istisnai durumlarda, kararların kesinleşmeden icraya konulması mümkün değildir. İlamların...