Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Kapsamında Yetersiz Ödeme Neticesinde İbra Belgesinin İptali Gerekir mi?

Destekten yoksun kalma tazminatı, ölen kişinin yaşarken destek verdiği kişilerin aldığı desteğin ölüm sebebiyle ortadan kalkması neticesinde uğranılan zararın karşılanması anlamına gelmektedir. Destekten yoksun kalma tazminatı bir maddi tazminat davasıdır ve bu dava ile beraber aynı dava içerisinde manevi tazminat davası da açılabilir. Bu davanın açılabilmesi için maddi tazminat talep eden kişinin ölenin, kişi yaşarken ondan maddi destek alıyor olması gerekir. Bir hukuki karine olarak, hayatın olağan akışı içinde anne-baba çocuklarına, çocuklar anne-babasına ve yine eşler birbirlerine yaşarken maddi destekte bulunurlar. Kısaca, bu kişiler ölenin sağlığında ondan maddi destek aldığını ispat etmeye ihtiyaç duymaksızın maddi tazminat davası olan destekten yoksun kalma tazminatını talep edebilirler. Ancak karşı taraf bu hukuki karinenin aksini ispat edebilir yani bu kişilerin birbirine maddi destekte bulunmadığını ispat edebilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 53 ‘’ Ölüm halinde uğranılacak zararlar özellikle şunlardır;

  1. Cenaze giderleri.
  2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ve çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
  3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.’’

 

Sözlük anlamı aklamak temize çıkarmak olan ibra sözcüğü bir kişiyi yükümlü olduğu bir halden, sorumluluktan kurtarmak anlamında kullanılan tabirdir. Aşağıdaki Yargıtay kararında da görüleceği üzere destekten yoksun kalma tazminatı kapsamında davalı sigorta şirketi davacıya ödeme yaptığını ve ibra edildiğini bu nedenle de sorumluluğunun bulunmadığını savunmaktadır. Ancak eksik ödeme söz konusu olduğundan ibra belgesinin iptali söz konusu olmuş ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sona ermemiştir. İbra belgesi verilerek karşı tarafın sorumluluğunun kaldırılmasından sonra İbra belgesinin iptalinin ayrıca istenmesine gerek olmaksızın dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi ibra anlaşması yapıldıktan sonra da 2 yıl içinde bir irade beyanıyla ibra belgesinin iptali sağlanabilir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun sorumluluğa ilişkin anlaşmalar başlıklı 111. Maddesi ‘’… Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz ve fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar ve uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak 2 yıl içinde iptal edilebilir.’’ İlgili kanun maddesi çerçevesinde yapılması gereken ilk iş anlaşma kapsamında ödenen miktarın fahiş ya da yetersiz olup olmadığının tespitinin yapılmasıdır. Hesaplanan ve ödenmesi gereken miktar ile mevcut ödenmiş olan miktar arasındaki karşılaştırma sonucunda ödemenin yeterli görülmesi halinde ibra nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Ancak ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak, hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir. Bu anlamda yapılan yetersiz ödeme sonucunda ibra belgesinin iptali sağlanarak denkleştirme usulü uygulanmakta olup karşı tarafın sorumluluğu böylece ortadan kalkmamakta mahsup edilen tutar karşılığında devam etmektedir.

 

Konuyla İlgili Yargıtay Kararı:

 

T.C.  YARGITAY  17. HUKUK DAİRESİ  E. 2013/2040  K. 2013/18412  T. 26.12.2013

• DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI ( Yapılan Ödemenin Ödeme Tarihinde Yeterli Olup Olmadığı Bu Nedenle de İbranın Geçerli Olup Olmadığı Araştırılmaksızın Sadece Ödemenin Mahsubu Sonucu Bulunan Tazminat Tutarına Hükmedilmesinin Doğru Olmadığı )

• TRAFİK KAZASI SONUCU TAZMİNAT MİKTARINA İLİŞKİN ANLAŞMALAR ( Yapıldıkları Tarihten İtibaren İki Yıl İçinde İptal Edilebileceği – Açılan Dava Süresinde Olup Mahkemece İlk Önce Ödeme Tarihi İtibariyle Yapılan Ödemenin Yetersiz Olup Olmadığının Belirlenmesi Gerektiği/Destekten Yoksun Kalma Tazminatı )

• İBRA SÖZLEŞMESİ ( Murisinin Ölümü Nedeni İle Destekten Yoksun Kalma Tazminatı İstemi – Ödeme Tarihi Verileri Dikkate Alınarak Yapılacak Hesaplama Sonucu Bulunacak Tutar İle Ödeme Miktarının Karşılaştırılarak Ödemenin Yeterli Bulunması Halinde İbra Nedeni İle Davanın Reddi Gerektiği )

• MAHSUP ( Ödemenin Yetersiz Olduğu Anlaşılırsa Karar Tarihine En Yakın Veriler Dikkate Alınarak Tazminat Hesaplanıp Zarar ve Yararın Denkleştirilmesi İlkesi Gereği Davalı Tarafından Yapılan Ödemeye Hesaplama Yapıldığı Tarihe Kadar Geçen Süre İçin Yasal Faiz Uygulanıp Hesaplanan Tutardan Mahsup Edilmesi Gerektiği )

• İBRANIN GEÇERLİLİĞİ ( Destekten Yoksun Kalma Tazminatı İstemi – Yapılan Ödemenin Ödeme Tarihinde Yeterli Olup Olmadığı Bu Nedenle de İbranın Geçerli Olup Olmadığı Araştırılmaksızın Sonuca Gidilemeyeceği )

2918/m.111

6098/m.53

ÖZET : Dava davacılar murisinin ölümü nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar" başlıklı 111. maddesinde, tazminat miktarlarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa'nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Bu düzenlemeye göre açılan dava süresinde olup, mahkemece yapılacak iş, ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak ( güncelleme ), hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir. Ancak dosya kapsamında bir rapor alınmış olduğundan söz konusu rapor, ödemenin yetersiz olduğunun değerlendirilmesi halinde yeterli niteliktedir. Mahkemece yapılan ödemenin ödeme tarihinde yeterli olup olmadığı bu nedenle de ibranın geçerli olup olmadığı araştırılmaksızın, sadece ödemenin mahsubu sonucu bulunan tazminat tutarına hükmedilmesi doğru olmamıştır.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin desteği Zeynep'in davalıya trafik sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada tek taraflı olarak meydana gelen kaza sonucu vefat ettiğini, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin zararı karşılamaya yeter düzeyde olmadığını belirterek, destekten yoksun kalma nedeni ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak eş Ramazan için 7.000,00.-TL, Tayfun için 1.000,00.-TL olmak üzere toplam 8.000,00.-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesi ile arttırmıştır.

Davalı A… T… Sigorta A.Ş. vekili, kusur oranında, poliçe limiti ile sınırlı olarak gerçek zarardan sorumlu olduklarını, davacıya yapılan ödeme ile sorumluluklarının kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Razaman'ın destek zararının davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmış olması nedeni ile reddine, davacı Tayfun için 5.541,26.-TL maddi tazminatın 10.07.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dava davacılar murisinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu'nun 45. maddesi ( 6098 sayılı BK m. 53 ) gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

Davalı sigorta şirketi davacı Rıza'ya ödeme yapılarak ibra edildiğini savunmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar" başlıklı 111. maddesinde, tazminat miktarlarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa'nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Bu düzenlemeye göre açılan dava süresinde olup, mahkemece yapılacak iş, ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak ( güncelleme ), hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir. Ancak dosya kapsamında 25.05.2012 tarihli bir rapor alınmış olduğundan söz konusu rapor, ödemenin yetersiz olduğunun değerlendirilmesi halinde yeterli niteliktedir. Mahkemece yapılan ödemenin ödeme tarihinde yeterli olup olmadığı bu nedenle de ibranın geçerli olup olmadığı araştırılmaksızın, sadece ödemenin mahsubu sonucu bulunan tazminat tutarına hükmedilmesi doğru olmamıştır.

2- Kabule göre de, Rıza aleyhine hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin, davalı Tayfun yönünden talep edilen miktara göre reddedilen kısım olmamasına karşın aleyhine vekalet ücreti hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ve 2 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 26.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Kaynak:  http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/dsp.php?fn=17hd-2013-2040.htm&kw=`2013/2040`#fm

 

Benzer yazılar :

Maaş Haczinde Sıraya İtiraz Yapılır Mı?

Maaş ve ücret üzerinde birden fazla haciz varsa, bunlar sıraya konur ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sondaki haciz...

Sgk’nın Muvazaalı Boşanma Nedeniyle Borç Tahakkuk Etmesi

ÖLÜM AYLIĞI (DUL VE YETİM AYLIĞI) NEDİR? ÖLÜM AYLIĞI KİMLERE BAĞLANIR? Ölüm aylığı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu 32 ve 35. Maddeleri...

Lazer Epilasyon Sonucu Oluşan Zararlara İlişkin Tazminat Davalarında Görevli Yargı Yeri Tüketici Mahkemesidir

Türk Borçlar Kanunu 49. ve devamı maddelerinde haksız fiil ve haksız fiil nedeniyle sorumluluk düzenlenmiştir. Kanunda yapılan düzenlemelere göre, kusurlu...

Trafik Kazalarında Ceza Mahkemesi Tarafından Belirlenen Kusur Oranının Tazminat Davasına Etkisi

Yürürlükte bulunan mevzuat uyarınca, hukukumuzda ceza davalarının ve hukuk davalarının işleyişi, araştırma ve değerlendirme faktörleri konusunda farklılıklar bulunmaktadır. Ülkemizde sıklıkla dava...